DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, partisinin TBMM’deki haftalık grup toplantısında yaptığı konuşmada, AİHM’in Selahattin Demirtaş kararını kesinleştirmesinin ardından hükümete “derhal tahliye” çağrısı yaptı. Bakırhan, “Türkiye AİHM kararlarına uymakla yükümlüdür.
(Haber Masası) – Başta Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve Kobanî Kumpas Davası’nda yargılanan tüm arkadaşlarımız bir an önce serbest bırakılmalıdır” dedi. AİHM’in Türkiye’nin itirazını reddetmesiyle Demirtaş dosyasındaki ihlal ve tahliye kararının kesinleştiği, Ankara’nın bu kararın gereğini yerine getirmek zorunda olduğu vurgulanmıştı.
“Bu Ülkenin Sorunları Muhalefete Ceza Vererek Çözülemez”
Konuşmasına 3 Kasım’da öldürülen eski Antep HEP İl Başkanı Abdulsamet Sakık’ı anarak başlayan Bakırhan, haksız tutuklamalarla karşılaşan eski milletvekilleri Semra Güzel ve Hüda Kaya için de “geçmiş olsun” mesajı iletti. “Bu ülkenin sorunları konuşanı, muhalefet edeni cezalandırarak çözülemez” diyen Bakırhan, siyasal alanın yargı eliyle daraltılmasına tepki gösterdi.
“4 Kasım 2016 Sadece Bir Tutuklama Değil, Paradigma Değişikliğidir”
Bakırhan, HDP’nin eski Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda siyasetçinin 4 Kasım 2016’da gözaltına alınarak tutuklanmasını “demokratik siyaseti tasfiye girişimi” olarak niteledi. “4 Kasım sadece bir hukuk operasyonu değildi; iktidarın Kürt meselesine bakışında radikal bir değişimin miladıydı. Hedef, demokratik Kürt siyaseti ile Türkiye’nin sol-sosyalist güçleri arasında kurulan üçüncü yolu dağıtmaktı” diye konuştu.
Kayyım uygulamalarının o gün döşenen siyasetin bugünkü uzantısı olduğunu belirten Bakırhan, “Hakkari’den İstanbul’a uzanan kayyım hattı o günün zihniyetidir” dedi.
“AİHM Kararı Kesin: Demirtaş, Yüksekdağ Ve Tüm Siyasi Tutsaklar Serbest Bırakılsın”
Bakırhan, AİHM’in 8 Temmuz 2025 tarihli Demirtaş kararını ve Ankara’nın 8 Ekim’de yaptığı itirazın 3 Kasım’da reddedilmesini hatırlatarak, “Artık bahane kalmamıştır. Türkiye, AİHS’in 46. maddesi gereği bu kararı uygulamak zorundadır” dedi. DEM Parti Eş Genel Başkanı, Demirtaş ve Yüksekdağ’ın yanı sıra Kobanî davasında yargılanan çok sayıda siyasetçinin ismini tek tek sayarak tahliye çağrısı yaptı; Osman Kavala, Can Atalay ve belediye eşbaşkanları dahil “binlerce siyasi tutsak”ın da bırakılmasını istedi.
“Sürgündekiler Ülkesine, Tutsak Siyasetçiler Meydanlara Dönmeli”
Bakırhan, Selim Sadak gibi sürgünde yaşayan siyasetçilerin ülkeye dönüşünün de önünün açılması gerektiğini dile getirdi. “Barışın temeli demokratik siyasettir. Eğer bu süreç gerçekten barış süreci olacaksa, bu dosyalar kapanmalı, siyaset üzerindeki yargı tasarrufu son bulmalıdır” dedi.
“Bu Sadece Barış Süreci Değil, Devletin Demokratik Dönüşüm İmtihanıdır”
1 Ekim’de başlayan temasları “devletin demokratik dönüşümü”nün parçası olarak gördüklerini belirten Bakırhan, “Türkiye hepimizin ortak evidir; tek tipçiliğin ördüğü duvarlarla ortak yaşam kurulamaz” dedi. Yargının siyasallaşması, Meclis’in etkisizleştirilmesi ve yerel yönetimlerin merkezin kıskacına alınmasını demokrasiye aykırı bulduğunu söyledi. TBMM’nin yürütmeyi denetlediği, yargının herkes için eşit işlediği, yerelin güçlendirildiği bir modelin zorunlu olduğunu vurguladı.
“Öcalan Demokratik Entegrasyon Çağrısı Yaptı”
Bakırhan, DEM Parti heyetinin İmralı’da Abdullah Öcalan’la yaptığı görüşmeye de değinerek, Öcalan’ın “tarih ve sosyoloji üzerinden Türk-Kürt ilişkilerinin onarılması” ve “demokratik entegrasyon” vurgusu yaptığını aktardı. Asimilasyonun “unut” dediğini, demokratik entegrasyonun ise “var ol” dediğini belirten Bakırhan, “Kürt’ün Kürt, Alevi’nin Alevi, Süryani’nin Süryani olarak eşit yurttaşlıkla yaşaması mümkündür; bunun yolu da demokratik entegrasyon yasalarından geçer” ifadelerini kullandı. Bu düzenlemelerin Türkiye’nin topyekûn demokratikleşmesinin anahtarı olduğunu söyledi. (Bu bölüm, TBMM grup konuşmasına ilişkin Meclis ve basın yansımalarının içeriğinden derlenmiştir.)
Ekonomi: “4,5 Milyon Hane Sosyal Yardıma Muhtaçsa Bu Bir Facia”
Konuşmasının ekonomi bölümünde derinleşen yoksulluğa dikkat çeken Bakırhan, Cumhurbaşkanlığı programındaki 4,5 milyon hane verisinin 18 milyona yakın insanın yardıma muhtaç olduğunu gösterdiğini söyledi. “İnsanlar neredeyse 360 günün 60 gününü makarna yiyerek geçiriyor; bu iktidarın ayıbıdır” dedi. Asgari ücretin 2026 için en az 46 bin TL olması ve yılda iki kez güncellenmesi gerektiğini belirtti.
Sudan’daki Katliama Tepki
Dünyanın birçok bölgesinde süren çatışmalara değinen Bakırhan, Sudan’ın El Faşir kentinde yaşanan katliamı “sömürgeci politikaların sonucu” olarak niteledi ve “Afrika’da savaşı körükleyen değil barışı güçlendiren politikalar hayata geçirilmelidir” çağrısı yaptı.
“Kimse Bu Ülkede Yalnız Değil, Çünkü DEM Parti Var”
Bakırhan konuşmasını, “Cezaevlerindeki, sürgündeki arkadaşlarımız, açlıkla boğuşan milyonlar bilsin ki mücadelemiz onların özgürlüğü ve onurlu yaşamı içindir. Kimse bu ülkede tek başına değil” sözleriyle tamamladı.
Fotoğraf:DEM Parti Resmi X hesabı
