Sivas Katliamı’nın 32. yıl dönümünde, DEM Parti heyeti Sivas’ta düzenlenen anma programına katılarak 33 canı andı ve adalet talebini yineledi. DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları’nın öncülüğünde Sivas’a giden heyette, DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, Halklar ve İnançlar Komisyonu Eşsözcüsü Yüksel Mutlu ile milletvekilleri Celal Fırat, Saliha Aydeniz, Ayten Kordu ve Ömer Öcalan yer aldı.
(Haber Masası) – Anma programında konuşan Tülay Hatimoğulları, yalnızca 2 Temmuz 1993’te yakılarak katledilen aydın ve sanatçıları değil, Sivas’ta yok edilmek istenen ortak yaşamı ve inanç özgürlüğünü de savunmanın tarihsel sorumluluğuna dikkat çekti.
“Madımak’ta Yakılmak İstenen Ortak Yaşam, Sazdı, Söz, Semahtı”
Sazıyla, sözüyle, semahıyla Sivas’ta buluşma gerçekleştiren canların burada diri diri yakıldığını belirten Hatimoğulları, “Orada yakılan sadece o insanlar değildi, yakılmak istenen ortak yaşamdı. Sazdı, sözdü, türküydü, semahtı yakılmak istenen” dedi. Hatimoğulları, Koçgiri, Dersim, Çorum, Gazi gibi Türkiye’nin birçok yerinde Alevilere yönelik saldırıların sürdüğünü; Suriye’de ise Tartus ve Lazkiye’de Alevilerin hâlen hedef alındığını hatırlattı.
“Alevilik Bir İnançtır, Aleviler Bu Toprakların Asli Parçasıdır”
Alevi toplumunun yüzyıllardır baskı ve ayrımcılığa maruz bırakıldığını belirten Hatimoğulları, bu acıların yalnızca sözle değil icraatla sarılması gerektiğini vurguladı. “Bu tarihin karanlık sayfalarıyla cesurca yüzleşmek, parlamentoda resmi bir komisyon kurulmasını ve katliamlarla yüzleşerek özür dilenmesini gerektirir” dedi.
Hatimoğulları, Aleviliğin bir inanç olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlanmasını reddettiklerini belirtti. “Alevilik bir inançtır, özgürdür. Aleviler bu topraklarda misafir değildir, bu coğrafyanın asli parçasıdır” ifadelerini kullandı.
“Sayın Öcalan Eşit Yurttaşlık Temelli Bir Barış Çağrısı Yapmıştır”
Hatimoğulları, Abdullah Öcalan’ın tüm inanç ve halklara yönelik eşit yurttaşlık temelinde yaptığı çağrıya da değindi. “Nasıl ki Aleviler dünyaya aynı nazarla bakıyorsa, 72 millete aynı gözle yaklaşıyorsa; bu anlayışın hem toplumsal hem de anayasal düzeyde yerleşmesi önemlidir” dedi.
“Taksim’de Yine Karanlık Provokasyonlar Devredeydi”
Katliam benzeri karanlık provokasyonların günümüzde de sürdüğünü söyleyen Hatimoğulları, Leman dergisine yapılan saldırıyı hatırlattı. “Bir karikatür üzerinden yürütülen linç kampanyası, Sivas’ta yaratılan nefret iklimini andırıyor. Bu güruhların devreye girmesini asla kabul etmiyoruz” dedi. Tüm inançlara saygılarının sonsuz olduğunu belirten Hatimoğulları, Hz. Muhammed’e yönelik bir hakaret olmadığını, tam aksine İsrail’in saldırılarına dikkat çekilen bir içerik üzerinden kışkırtma yapıldığını ifade etti.
“Gelin, Halkların Kardeşliğini Sözde Değil Özde Tesis Edelim”
Farklı halkların ve inançların eşit yurttaşlar olarak kabul edilmesi gerektiğini belirten Hatimoğulları, şu çağrıyı yaptı: “Bu acılara hep birlikte merhem olalım. Halkların kardeşliğini sözde değil özde tesis edelim. Toplumsal ve yasal düzeyde ciddi adımlar atalım.”
“Madımak Oteli Bir Utanç Müzesi Olmalı”
Hatimoğulları konuşmasının sonunda, Madımak Oteli’nin hâlâ bir müze haline getirilmemesini eleştirerek şunları söyledi: “Hakiki bir yüzleşme ancak özür dilemekle ve Madımak’ı bir utanç müzesine dönüştürmekle mümkündür. Bu onarıcı hamleyi hep birlikte yapabiliriz. Yitirdiğimiz tüm canları saygı ve minnetle anıyorum. Onları asla unutmayacağız.”