Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK), 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü dolayısıyla yazılı açıklama yaptı.
( Haber Masası ) – AABK, basın özgürlüğünün sadece gazetecilerin değil, tüm halkın gerçeğe ulaşma, sorgulama ve direnme hakkı olduğuna dikkat çekti.
Açıklamada, “Bu hak yoksa, ne demokrasi işler, ne hukuk işler, ne de adalet yerini bulur” denilerek Türkiye’deki mevcut baskı ortamı eleştirildi.
Türkiye’de basın susturuluyor, halk cezalandırılıyor
AABK, gazetecilerin tutuklandığı, medyanın baskılandığı, öğrencilerin fikirlerini ifade ettikleri için gözaltına alındığı bir ortamda 3 Mayıs’ın kutlama değil direniş günü olduğuna vurgu yaptı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması ve onlarca yurttaşın gözaltına alınması örnek gösterilerek, otoriterleşmenin geldiği boyuta dikkat çekildi.
Yayın yasakları failleri koruyor
Kadın cinayetleri ve çocuklara yönelik istismarların arttığı bir dönemde kamuoyunun bilgilendirilmesinin yayın yasaklarıyla engellendiği ifade edilen açıklamada, “Failleri koruyan sessizlik politikası, toplumsal hafızayı bastırmanın ve sorumluluktan kaçmanın aracı haline geldi” denildi.
Uluslararası medya da çifte standart uyguluyor
Suriye’de Alevilere, Hristiyanlara, Dürzilere ve diğer inanç topluluklarına yönelik saldırıların görmezden gelindiği belirtilen açıklamada, El Kaide bağlantılı HTŞ gibi örgütlerin liderlerinin Batı medyasında meşrulaştırılmaya çalışılması da sert bir dille eleştirildi.
“Basın özgürlüğü, cihatçı liderleri aklamak değil, onların suçlarını ifşa etmektir” denildi.
AABK: Hakikatin izini sürmeye devam edeceğiz
AABK açıklamasını, gerçeğin izini süren, doğruları yazmaktan vazgeçmeyen tüm basın emekçilerin yürekten selamlıyarak sonlandırdı:
“Biz Aleviler için kalem, vicdanın sesidir. Zulmün karşısında susmadık, susmayacağız. Bugün halkın haber alma hakkını savunan tüm onurlu basın emekçilerini yürekten selamlıyoruz.”