19 C
İstanbul
19 Mayıs 2025, Pazartesi

Suriye İçin Kadın İnisiyatifi: Tüm Dünya Bizim Ülkemiz, Tüm Kadınlar Kardeşimizdir!

Suriye İçin Kadın İnisiyatifi, Suriye’de kaçırılan, tecavüze uğrayan ve katledilen kadınlar için bugün Hatay Samandağ‘da yürüyüş gerçekleştirdi.

(KÖLN) – Suriye İçin Kadın İnisiyatifi, Suriye’de cihatcı örgütlerin kaçırarak tecavüz edip katlettiği kadınların çığlığını dünyaya duyurmak için gerçekleştirdiği yürüyüş sonrası basın açıklamasında bulundu.

Basın açıklamasında, 24 Nisan Ermeni Soykırımına da yer veren Suriye İçin Kadın İnisiyatifi, “Birleşmiş Milletler’i ve uluslararası insan hakları örgütlerini Ortadoğu’da yaşanan bu katliama “dur” demeye çağırıyoruz” vurgusunda bulundu.

Suriye İçin Kadın İnisiyatifi’nin Basın Açıklamasının Tam Metni:


“Değerli Basın Emekçileri,


Ve ülkemizin dört bir yanından gelerek “Suriye’deki Kadın Kırımı’nın karşısındayız” diyen sevgili kadınlar,
Bugün, 24 Nisan…
Yani Ermeni halkına yönelik soykırımın başladığı gün.
Yüz yılı aşkın bir süredir bu ülkenin tarihinde yüzleşilmeyen büyük bir acının, büyük bir utancın yıl dönümündeyiz. Katliamlarla yüzleşmedikçe zorba iktidarlar yenilerini yapmaya devam ediyorlar.


Biz kadınlar, bir kez daha sesleniyoruz:
“Ermeni Soykırımı’nın utancıyla yüzleşin!”


Ve bugün, yanı başımızda, Suriye’de insanlık yeni bir utançla, yeni bir katliamla karşı karşıya.
8 Aralık’ta El Kaide ve IŞİD gibi cihatçı örgütlerin devamı olan HTŞ, yönetimi ele geçirir geçirmez Suriye halklarına, özellikle de Alevilere karşı sistemli bir soykırım uygulamaktadır. Bu şeriatçı yapı sadece Alevileri değil; Dürzilere, Kürtlere, Türkmenlere ve Hristiyanlara da saldırmaktadır.
Yobaz HTŞ yönetiminin hiçbir farklılığa tahammülü yok.
Suriye’de yaşanan Alevi katliamı; Koçgiri, Zilan, Dersim, Maraş, Sivas Madımak, Suruç ve Gazi katliamlarının devamından başka bir şey değildir.
Savaşlar ve katliamlar coğrafya değiştiriyor, aktörler değişiyor, gerekçeler değişiyor ama erkek egemen zihniyet değişmiyor.
Savaşlarda kadın bedenine —ölü ya da diri— saldırı biçimi ise hiç değişmiyor.
Savaş ve çatışma dinamikleri ne kadar çeşitlenirse çeşitlensin, kadına yönelik şiddet, yok etme, taciz ve tecavüz değişmiyor.
Savaşlarda kadını bir toprak parçası olarak gören erkek ideolojisinin en büyük hedefi kadın bedenidir.
Kadın bedenine saldırarak savaştığı toplumu yendiğini ve itibarsızlaştırdığını düşünüyor.

İşte Suriye’deki cihatçı çeteler bu anlayışla hareket ediyorlar.
Bosna Hersekli kadınlar, Êzidî kadınlar, Suriyeli Alevi kadınlar, Kürt kadınlar… Bu erkek egemen militarizmin hedefi ve kurbanı.
Kadınlar olarak biz bu anlayışı kabul etmiyoruz!


Direneceğiz!
Örgütleneceğiz!
Dayanışacağız!
Alevi kadın kardeşlerimiz,
Yalnız değilsiniz!
Yanınızdayız!
Feryadınız feryadımızdır!


Suriye’de Alevi kadınlara yaşatılan; Alevi kimliğinin ve Alevi inancının inkârıdır. Alevilerin mal ve mülklerinin talan edilmesidir.
Yeni yobaz Suriye yönetiminin, yetmiş iki millete aynı nazardan bakan Alevilere tahammülü yok. Özgür, güçlü kadınlara ise hiç tahammülü yok!
Kadın düşmanı bu yobazlar; özgürlük yanlısı, seküler ve bağımsız kadınları evlere kapatıp erkeklerin kölesi yapmak istiyor.
Alevi inancına, varlığına ve kadınlara yönelik bu organize yok ediş; yalnızca bir inancı değil, yüzyıllardır bu topraklarda yaşamış bir halkın belleğini, kültürünü ve kutsallarını da yok etmeye yöneliktir.
Kadınlar kaçırılmakta, tecavüze uğramakta, işkenceyle öldürülmekte, bedenleri paramparça edilmektedir.
Üstelik nasıl bir zulüm yaşadıklarını bilmiyoruz.
Evlerinde diri diri yakılan hamile kadınlardan, doğmamış bebeklere uzanan bu zulüm zinciri; Maraş’ta, Dersim’de, Sivas’ta tanık olduğumuz vahşetin devamıdır.

Bu savaşlarda en ağır bedeli yine kadınlar ödemektedir. Çünkü erkek egemen sistem, kadın bedenini savaşın ganimeti saymakta, cinsel saldırıyı bir silah olarak kullanmaktadır.
Uluslararası insani kurumlar ise adeta sağır ve dilsiz kalmaktadır.


Biz bu suskunluğu iyi tanırız!


Dersim’de susanları, Maraş’ta göz yumanları, Sivas’ta dumanlara seyirci kalanları unutmadık!
Roboskî’den Halepçe’ye, Şengal’den bugüne kadar yaşatılan katliamları unutmadık!
Mevcut AKP-MHP eril zihniyeti, Colani’yi en üst düzey protokolle ağırladı.
Bizim nazarımızda bu katliamın açık ortaklarıdır.
Bu zulüm sadece Suriye’deki Alevi kadınlarla sınırlı değildir; Êzidî, Süryani, Hristiyan, Kürt ve Ermeni kadınlar da aynı zulmü yaşamaktadır.
Hayatı çalınan tüm kadınlar için isyandayız.
Ve bu katliama sessizlik sürdükçe öfkemiz daha da büyüyor!
Bizler;
Dersim’in küllerinden, Maraş’ın acısından, Sivas’ın dumanından geçerek geldik.
Hakk’tan, hakikatten, adaletten, mazlumdan yana saf tutmaktan vazgeçmedik, vazgeçmiyoruz.
Suriye’de tüm halkların ve inançların eşitliğini ve özgürlüğünü esas alan demokratik bir anayasal düzenden başka çıkar yol yoktur.
Birleşmiş Milletler’i ve uluslararası insan hakları örgütlerini Ortadoğu’da yaşanan bu katliama “dur” demeye çağırıyoruz.
Suriyeli Alevilerin korunması ve yardımların bölgeye ulaşması için insani yardım koridoru açılmalıdır.
Tekrarlıyoruz: Ortadoğu’daki diğer çatışmalarda anında insani yardım koridoru açmakla övünen siyasi iktidar, bir an önce Aleviler için de aynı şeyi yapmalıdır!


Siz sadece koridoru açın, biz kardeşlerimize gerekli her türlü yardımı ulaştırmaya hazırız.

Bugün Suriye’de yakılan ateş söndürülmezse, o ateş yarın hepimizin yurduna düşecektir. Bunun farkındayız!

Virginia Woolf’un dediği gibi:
“Bir kadın olarak benim ülkem yoktur.

Bir kadın olarak bir ülke de istemiyorum.
Bir kadın olarak tüm dünya benim ülkemdir.”

TÜM DÜNYA BİZİM ÜLKEMİZDİR!
TÜM KADINLAR KARDEŞİMİZDİR!
YAŞASIN KADIN DAYANIŞMASI!”

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK HABERLER

BİZİ TAKİP EDİN

289,397BeğenenBeğen
2,317TakipçiTakip Et
20,344TakipçiTakip Et
1,237AboneAbone Ol
- Reklam -

EN SON HABERLER