FUAF, hafta sonu Paris’te gerçekleştirdiği genel kurulun sonuç bildirgesini kamuoyu ile paylaştı.
(KÖLN) – Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu’nun (AABK) üyesi olan Fransa Alevi Birlikleri Federasyonu (FUAF) geçtiğimiz hafta sonu Fransa’nın başkenti Paris’te gerçekleştirdiği Olağan Seçimli Genel Kurulu’nun sonuç bildirgesini kamuoyu ile paylaştı.
FUAF, Bildirge’de, “Sadece Alevilere değil, dünyanın neresinde insanlara karşı bir haksızlık varsa orada bu haksızlığın karşısında durma ve karşı gelme noktasında mücadelenin öncüsü olmaya devam edeceğiz” ibarelerine yer verdi.
FUAF Genel Kurul Sonuç Bildirgesi’nin Tam Metni:
“Fransa Alevi Birlikleri Federasyonu (FUAF) olarak, adaletin, eşitliğin, barışın ve insan haklarının evrensel değerler olduğuna inanmaktayız. Her bir meseleye yaklaşımımızda, bu temel değerleri göz önünde bulundurarak, sadece kendi toplumumuzun değil, tüm insanlığın ortak geleceğini güvence altına almayı hedefliyoruz. Bu bağlamda, FUAF ailesinin davası, sadece belirli coğrafyalarda değil, küresel ölçekte, adaletsizliklere ve haksızlıklara karşı sesini yükseltmek ve insan haklarının korunması adına tavır almak üzerine şekillenmiştir.
“Halkın İradesine Saygı Duyulmasını Talep Ediyoruz”
FUAF ailesinin davası, her bireyin eşit haklara sahip olduğu, demokratik ilkelerle yönetilen toplumlar kurmayı amaçlamaktadır. Demokrasinin temeli, halkın özgür iradesiyle kendi geleceğini belirlemesidir. Ancak son yıllarda Türkiye’de ve dünya genelinde, anti-demokratik uygulamalar, halkın iradesini hiçe sayan kararlarla şekillenmektedir. AKP ve MHP’nin ideolojik işbirliğiyle pekiştirilen bu durum, demokrasinin zayıflamasına ve halkın özgür iradesinin göz ardı edilmesine yol açmıştır. FUAF olarak, halkın iradesine saygı duyulmasını, demokrasi ve eşit yurttaşlık ilkelerinin korunmasını talep ediyoruz. Her türlü kayyum atamaları, halkın özgür seçim hakkını engelleyen adımlar olarak görülmeli ve bu uygulamalar sonlandırılmalıdır.
“Savaşa Karşı Barışı Savunuyoruz”
FUAF ailesinin davası, savaşların yarattığı yıkım ve acılara karşı bir duruş sergilemeyi içermektedir. İnsanlık tarihi boyunca, savaşlar rant çıkarları ve coğrafi sınır değişiklikleri adına çıkarılmıştır. 2023 yılı, dünya genelinde yeni antlaşmaların imzalandığı ve güç dengelerinin yeniden şekillendiği bir dönemi işaret etmekte idi. Ancak bu antlaşmaların, savaşları sona erdirmektense, sınırlarda ve küresel düzeyde yeni çatışmalara neden olması riski bulunmaktadır. FUAF olarak, savaşların sadece coğrafi sınırların ötesinde değil, tüm insanlık için tehdit oluşturduğunun bilincindeyiz. Bu nedenle, savaşa karşı barışı savunuyor, insanlık onuruna ve haklarına saygı gösterilmesi için çaba sarf edecektir.
FUAF ailesinin davası, savaşlar nedeniyle yerinden edilen insanların haklarının korunmasını da kapsar. Son yıllarda, özellikle Rusya Ukranya, Suriye ve Afganistan, Filistin’de çıkan çatışmalar, saldırılar ve baskılar göçmenlerin, mültecilerin ve yerinden edilmiş kişilerin sayısını artırmıştır. Göç, sadece bir coğrafi hareket değil, aynı zamanda bir insanlık dramıdır. FUAF, savaşlardan dolayı yerinden yurtlarından olan bu insanlara karşı duyarsız kalmamayı, onların temel haklarını savunmayı kendisine bir görev olarak kabul etmektedir. Göçmenlerin, her türlü ayrımcılığa uğramadan, insan onuruna yakışır koşullarda yaşamalarını sağlayacak politikaların geliştirilmesi gerektiği kanaatindeyiz. Güya barış adına yaptıkları savaşlara HAYIR demeye devam edeceğiz.
“Suriye’de Halklara Uygulanan Vahşet Sonlandırılmalı”
Suriye, aylardır insanlık dışı vahşetlere sahne oluyor. Alevilere ve diğer azınlıklara karşı adeta bir soykırım yaşanıyor. 8 Aralık 2024’te iktidarı ele geçiren yeni Suriye rejimi Hayat Tahrir el-Şam (HTS), tüm toplulukları koruma vaadinden hızla caydı. Yabancı cihatçılar önemli görevlere getirildi ve o günden beri öldürüyor, yağmalıyor, tecavüz ediyor, katliam yapıyorlar. Hedeflerinde Aleviler, Hristiyanlar ve diğer azınlıklar var. FAUF olarak bu vahşetin derhal sonlandırılmasını istiyoruz.
“Gelecek Nesillere Yaşanılabilir Bir Dünya Bırakılmalı”
FUAF ailesinin davası, Dünya genelinde artan sıcaklık ve soğukluktan dolayı oluşan çatlamaların insanlık tarihi için büyük bir tehlike oluşturduğunu apaçık görmektedir. 6 Şubat 2023 ‘te Türkiye’nin bir çok ilinde çıkan deprem faciası, yangınlar gibi çevresel felaketlere karşı sorumluluk taşımayı ve küresel ısınmanın etkilerini önlemek için gereken adımların atılmasını savunacaktır. Küresel ısınma, sadece bugünü değil, geleceğimizi de tehdit eden büyük bir sorun haline gelmiştir. Bu sorunun yalnızca çevreyi değil, tüm insanları, özellikle savunmasız halkları etkileyeceği aşikardır. FUAF olarak, küresel ısınmanın etkilerinin farkında olarak, çevresel adaletin sağlanması için çaba harcıyoruz. Bu, hem doğanın korunması hem de insanlık için daha adil bir dünyanın inşa edilmesi adına önemli bir adımdır. Küresel işbirliğine dayalı bir mücadele, sadece çevresel felaketlerin önüne geçmekle kalmaz, aynı zamanda geleceğin nesillerine yaşanabilir bir dünya bırakma sorumluluğunu yerine getirir.
FUAF ailesinin davası, toplumları dönüştüren bilimsel ve teknolojik gelişmelere duyarlılığı da içermektedir. Yapay zeka, insanlığın karşısına büyük fırsatlar sunduğu gibi, bilinçsiz veya kötüye kullanıldığında ciddi tehditler de barındırmaktadır. Yeni bir çağın eşiğinde olduğumuz bu süreçte, teknolojiye karşı körü körüne bir reddediş içinde olmamakla birlikte, onun toplumsal etkilerini dikkatle değerlendirmemiz gerekmektedir.
FUAF olarak, dijitalleşme ve yapay zeka alanındaki gelişmelere açık olduğumuzu, ancak bu teknolojilerin etik, adil ve insan haklarına saygılı bir şekilde yönlendirilmesi gerektiğini savunuyoruz. Bu yeni çağın bizlere neler getireceği belirsizdir, ancak bizler, teknolojinin insanlık yararına kullanılması için sorumluluk bilinciyle hareket etmeye devam edeceğiz.
“Dünya Genelindeki Sağcı ve Faşist Akımların Önü Kesilmeli”
FUAF ailesinin davası, sağcı ve faşist akımların yükselmesine karşı mücadele etmeyi içerir. Irkçılık, yabancı düşmanlığı ve toplumsal kutuplaşma, günümüzde özellikle Avrupa’da önemli bir tehdit oluşturmaktadır. Bu akımlar, toplumları bölmekte ve insanların temel haklarını ihlal etmektedir. FUAF, bu faşist ve ırkçı akımlara karşı çıkmakta kararlıdır. Demokrasi, özgürlük ve eşitlik adına, her türlü faşist söylem ve uygulama ile mücadele etmek, toplumsal barış ve birliği sağlamak bizim en temel hedefimizdir. İnsanlık tarihinin en karanlık dönemlerine geri dönmemek için bu düşüncelere karşı direnç göstereceğiz
FUAF ailesinin davası, her türlü haksızlık, ayrımcılık ve adaletsizliğe karşı durmayı savunur. Adaletin olmadığı bir toplumda ne barış ne de huzur mümkündür. Türkiye’deki AKP-MHP zihniyetinin yaptığı yolsuzluklar, kayyum atamaları, hukuksuzluklar ve demokrasiye yönelik tehditler, adaletin önünde büyük engellerdir. FUAF, bu haksızlıkları her platformda dile getirecek ve adaletin sağlanması için gereken her türlü adımı atacaktır. Adaletin teminatı, halkın iradesine saygı gösterilmesidir. Bu nedenle, FUAF, her türlü hukuksuz uygulamaya karşı sesini yükseltmeye ve adaletin yeniden tesis edilmesi için gereken mücadeleyi vermeye devam edecektir.
FUAF Ailesi olarak, tüm bu meselelerin çözülmesi için el birliğiyle çalışmaya devam edeceğiz. Bizler, sadece kendi toplumumuzun değil, tüm insanlığın ortak değerlerini savunarak, daha adil, eşit ve barış dolu bir dünya için mücadelenin öncüsü olacağız.”