(İSTANBUL) – Son bir haftadır İstanbul başta olmak üzere birçok kentte yaşanan polis müdahalelerinde, biber gazı kullanımı yeniden kamuoyunun gündeminde. Özellikle gençlerin, kadınların ve sağlık sorunu olan yurttaşların yoğun şekilde maruz kaldığı bu gazın etkileri artık sadece bir “müdahale aracı” değil, bir halk sağlığı krizine dönüşmüş durumda.
Türk Tabipleri Birliği İnsan Hakları Kolu Yürütme Kurulu Üyesi Dr. Onur Erden, Yol TV canlı yayınında biber gazının etkilerini ve uluslararası hukuk açısından durumunu değerlendirdi. Erden, kullanılan yöntemlerin kimyasal silah tanımıyla örtüştüğünü söyledi.
“Kapalı alanda, yakın mesafeden, doğrudan kişiye sıkılan biber gazı; artık bir gösteri kontrol ajanı değil, fiilen bir kimyasal silah gibi kullanılıyor.”
“Bu gaz artık kontrol değil, sindirme aracıdır”
Türkiye’nin taraf olduğu Kimyasal Silahlar Sözleşmesi, biber gazının belirli koşullarda kullanılmasını yasaklıyor.
Dr. Erden, özellikle kapalı alanlarda, yakın mesafeden, aşırı yoğunlukta ve hedef gözeterek kullanımın, kimyasal silah kullanımına girdiğini vurguladı.
“Sokak ortasında insanların gözüne, metro çıkışında yurttaşların üzerine sıkılan bu gazın hiçbir meşruiyeti yoktur. Bu bir halk sağlığı sorunu olduğu kadar, insan hakları ihlalidir.”
Hayati risk taşıyor: Ölümle sonuçlanan örnekler var
Erden; Metin Lokumcu, Musa Dağ, Çayan Birben, Hacı Zengin gibi biber gazına bağlı ölümleri hatırlatarak, gazın etkilerini şöyle sıraladı:
- Solunum yolu rahatsızlıklarını tetikler
- Astım ve KOAH hastaları için ölümcül olabilir
- Gözlerde yanma, ciltte tahriş, kalıcı solunum hasarı
- Çocuklar ve yaşlılar için ciddi risk
İlk yardım uyarısı: Halk nasıl korunmalı?
Yurttaşların kendini koruması için şu uyarılarda bulundu:
- Olay yerinden hızla uzaklaşılmalı
- Gazlı ortamdan çıkıldıktan sonra temiz suyla yıkanmalı
- Sirke, süt, yoğurt gibi maddeler kesinlikle kullanılmamalı
- Belirtiler devam ediyorsa mutlaka sağlık kuruluşuna başvurulmalı
AİHM Türkiye’yi Daha Önce Mahkûm Etti
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Türkiye’yi geçmişte biber gazının ölçüsüz ve hukuksuz kullanımı nedeniyle birden çok kez mahkûm etmişti.
Bu kararlar, gaz kullanımının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin yaşam hakkı, işkence yasağı ve toplantı özgürlüğü gibi maddelerini ihlal ettiğini ortaya koymuştu.
Buna rağmen, Türkiye’de benzer yöntemlerin hâlâ yaygın ve denetimsiz şekilde kullanılması, hem ulusal hem de uluslararası hukuk açısından endişe verici bulunuyor.

TTB’den çağrı: Yasaklansın!
Türk Tabipleri Birliği (TTB), daha önce yayınladığı bilgi notunda, biber gazının ölümcül etkilerine ve kimyasal silah tanımına uygunluğuna dikkat çekerek şu çağrıyı yapmıştı:
“Biber gazı artık sadece kontrol aracı değil, doğrudan bir silah olarak kullanılıyor. Göz yaşartıcı gazların kullanımı derhal yasaklanmalıdır.”
Video Haber: Özge Kar