(İSTANBUL) – Köln’de Büyük Alevi Buluşması: 30 Bin Kişi Suriye’deki Alevi Soykırımına “Dur” Dedi!
Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK), Demokratik Alevi Federasyonu (FEDA) ve Avrupa Arap Alevileri Federasyonu (AAAF) tarafından Köln’de düzenlenen Büyük Alevi Buluşması, 30 bin kişinin katılımıyla gerçekleşti.
“Soykırıma Sessiz Kalmayın!” sloganlarıyla Suriye’de Alevilere, Dürzilere, Hristiyanlara ve diğer azınlıklara yönelik katliamların durdurulması çağrısı yapıldı. Heumarkt Meydanı’nda saat 13.00’te başlayan miting, Avrupa’nın dört bir yanından gelen katılımcıların yoğun desteğiyle tarihi bir buluşmaya dönüştü.

AABK’den Sert Bildiri: “Bu Bir Soykırımdır!”
Mitingde Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu’nun (AABK) bildirisi sahnede okunarak dünya kamuoyuna ilan edildi. Bildiride, Suriye’de Alevilere yönelik saldırıların sistematik bir soykırım olduğu ve uluslararası toplumun sessiz kalarak bu katliama ortak olduğu vurgulandı.
“Bu bir savaş değil, bir soykırımdır! Aleviler kimlikleri nedeniyle yok edilmek isteniyor!”
AABK, uluslararası topluma şu çağrıları yaptı:
– HTŞ ve lideri Colani terörist ilan edilsin!
– Alevi katliamları insanlığa karşı suç olarak tanınsın!
– Soykırım failleri Lahey’de yargılansın!
– Alevi, Dürzi ve Hristiyan toplulukları koruma altına alınsın!
Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu’nun yayımladığı tam bildiri aşağıda yer almaktadır:
📌 AABK Resmi Bildirisi (Türkçe/Deutsche)
SURİYE’DEKİ ALEVİ KATLİAMLARINI DURDURUN!
Bugün burada zulme karşı durmak, adaleti haykırmak, insanlığın vicdanına seslenmek için toplandık! Bugün burada, Alevilerin, Dürzilerin, Hıristiyanların, Kürtlerin, İsmaililerin ve diğer halkların uğradığı soykırıma karşı susmayacağımızı ilan etmek için buradayız!
Çünkü Suriye’de Alevilere karşı bir soykırım yürütülüyor!
Çünkü Alevi olmak, işkenceyle öldürülmek için yeterli görülüyor!
Çünkü bu çağda, dünyanın gözleri önünde bir halk, kimliği ve inancı nedeniyle yok edilmeye çalışılıyor!
Bu bir savaş değil!
Bu bir çatışma değil!
Bu planlanmış, organize edilmiş bir soykırımdır!
SURİYE’DEKİ SOYKIRIMI BİLİYOR MUSUNUZ?
* HTŞ, 6 Mart’ta resmen Alevilere karşı cihat ilan etti.
* Son üç ayda en az 7.000 Alevi işkenceyle katledildi.
* 40.000’den fazla Alevi, sorgusuz sualsiz tutuklandı, nerede oldukları
bilinmiyor.
* Kadınlar kaçırıldı, sistematik tecavüze uğradı.
* Köyler yakıldı, ibadethaneler yerle bir edildi.
Alevilerin ‘Esad yanlısı’ gibi genellemelerle yaftalanması, mezhepsel ayrımcılığın en tehlikeli
örneklerinden biridir. Bu söylem, Alevi toplumunu yalnızlaştırmak, ötekileştirmek ve toplumsal barışı zedelemek için kullanılan bir araca dönüşmüştür. Aleviler bu nefret söylemiyle hedef haline getirilmiş ve topluca yok edilmeye girişilmiştir.
Öldürülen çocuklar, diri diri yakılan insanlar rejimin kalıntıları olarak gösteriliyor.
Bu vahşetin failleri “devlet adamı” olarak kabul ediliyor, katiller meşrulaştırılıyor.
Colani ve cihatçı çetesi, Avrupa’nın başkentlerinde diplomatik görüşmeler yaparken, Aleviler bu topraklardan silinmeye çalışılıyor. HTŞ, uluslararası arenada yeni Suriye’nin sözde “istikrarını sağlayacak güç” olarak gösterilirken, Aleviler yok edilecek bir “sorun” olarak sunuluyor. Suriye’de Aleviler katledilirken, Türkiye Dışişleri Bakanı ve MİT Başkanı, katliam bölgelerini ziyaret etmek yerine, Colani ile görüşerek destek görüntüsü vermiştir. Bu durum, Alevi toplumunun vicdanında derin bir yara açmıştır. AKP/MHP iktidarının HTŞ ve cihatçı, selefi çetelere verdiği destek, Türkiye’yi bu suçların bir parçası haline getirmiştir.
Bu mudur adalet?
Soykırımı yok saymak, suça ortak olmaktır!
Dünya bu suçu işlemeye devam edemez.
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER, AVRUPA BİRLİĞİ, ABD VE DİĞER DEVLETLERE ÇAĞRIMIZDIR!
Sizleri, Alevilere, Dürzilere, Hıristiyanlara ve diğer azınlıklara yönelik soykırıma karşı almaya çağırıyoruz.
Ebu Muhammed el-Colani ve HTŞ, derhal terör örgütü ilan edilmelidir!
* Suriye’deki Alevi katliamları uluslararası hukuk çerçevesinde insanlığa karşı suç
olarak tanınmalıdır!
* Soykırımın failleri derhal yargılanmalı, Uluslararası Ceza Mahkemesi devreye
girmelidir!
* HTŞ’ye sağlanan tüm finansal, askeri ve siyasi destek kesilmelidir!
* Alevilerin, Dürzilerin ve Hıristiyanların yaşadığı bölgeler uluslararası koruma
altına alınmalıdır!
* Suriye’de azınlık halklara yönelik suçları araştırmak için bağımsız bir
soruşturma komisyonu kurulmalıdır!
* Keyfi şekilde tutuklanan, kaybedilen Aleviler, Dürziler ve Hıristiyanlar için acil
bir tahliye süreci başlatılmalıdır!
Dünya bu katliama daha ne kadar sessiz kalacak?
Uluslararası hukuk, sadece güçlülerin çıkarlarını mı koruyor?
Eğer bu suçlara karşı harekete geçilmezse, bu insanlık utancının bir parçası olacaksınız!
Alevileri yok edenlerle anlaşanlar, bu suçun ortağıdır!
Alevileri öldürenlerle el sıkışanlar, bu kanın sorumlusudur!
Uluslararası toplumun görevi, katillerle pazarlık yapmak değil, onları yargı önüne çıkarmaktır!
Suriye’deki Alevi katliamlarını durdurun!
Katiller yargılansın!
Ne cihatçı teröre ne de hiçbir türüne geçit yok!
TOPLUMA ÇAĞRIMIZ!
Bu soykırıma karşı susan herkes, bu suça ortak olur!
Bu vahşeti durdurmak için sessiz kalınamaz!
Aleviler, Dürziler, Hıristiyanlar ve tüm halklar, bu insanlık suçuna karşı birlikte durmalıdır!
Ses yükseltin!
Adalet için birleşin!
Katliamları durdurana kadar susmayın!
17 Mart’ta Brüksel’e gelmesi beklenen savaş suçlusu ve terörist Colani, görüşme masalarına değil, Lahey’de yargılanmaya gönderilmelidir! Bu nedenle dört bir yanda suç duyurusunda bulunuluyor. Herkesi Colani ve çetelerine karşı harekete geçmeye davet ediyoruz!
Colani’ye ve çetelerine birlikte dur diyelim.
Bu sadece Alevilerin mücadelesi değildir! Bu, insanlığın onur mücadelesidir!
Aleviler vardır, Alevilik haktır! Zulmü unutmayacağız, affetmeyeceğiz!
Adalet yerini bulana kadar, bu çığlık dinmeyecek!
AVRUPA ALEVİ BİRLİKLERİ KONFEDERASYONU
📌 AABK Resmi Bildirisi (Deutsche)
EINLEITUNG
Aleviten in Syrien sind nicht nur Opfer eines systematischen Genozids durch die
Terrororganisation Heyet Tahrir al-Scham (HTS), sondern werden darüber hinaus auch auf
internationaler Ebene diffamiert.
Statt die Täter für ihre menschenverachtenden Verbrechen zur Rechenschaft zu ziehen,
werden Aleviten als „Assad-nahe Elemente“ stigmatisiert und kriminalisiert. Diese falsche
Darstellung wird von bestimmten politischen Akteuren und Medien bewusst verbreitet und
dient der Rechtfertigung von Massakern und ethnischen Säuberungen.
Internationale Organisationen und Medien tragen durch ihre einseitige Berichterstattung zur
Täter-Opfer-Umkehr bei. Diese Verzerrung der Realität führt dazu, dass die systematische
Verfolgung der Aleviten ignoriert oder als „politische Vergeltung“ dargestellt wird, anstatt
als das benannt zu werden, was es ist: Ein Völkermord!
Wir sagen: Genug ist genug!
Die Aleviten in Syrien dürfen nicht länger ihrem Schicksal überlassen werden!
2. HINTERGRUND: WERDEN DIE ALEVITEN BEWUSST ZUM ZIEL?
2.1 Wer sind die Aleviten?
Die Aleviten sind eine ethnisch-religiöse Gemeinschaft mit einer jahrhundertealten
Geschichte. Sie sind in vielen Teilen der Welt beheimatet, insbesondere in der Türkei, Syrien,
dem Irak und dem Iran. Ihre Glaubensrichtung betont Gleichheit, soziale Gerechtigkeit und
eine antiautoritäre Haltung gegenüber religiöser Dogmatik.
Aleviten stehen für eine offene, humanistische Weltanschauung, die sich durch folgende
Merkmale auszeichnet:
* Ablehnung der Scharia und religiöser Rechtsvorschriften
* Gleichberechtigung von Mann und Frau in Glaubensfragen und sozialem Leben
* Betonung von Vernunft, Bildung und sozialer Verantwortung
* Ablehnung von religiöser Gewalt und Intoleranz
Syrien leben etwa 2-3 Millionen Aleviten, insbesondere in den Küstenregionen Latakia,
Tartus und Teilen von Hama und Homs. Trotz ihrer historischen Präsenz in der Region sind
sie heute einer existenziellen Bedrohung ausgesetzt.
2.2 Die Lüge von der Assad-Nähe der Aleviten
Eine der größten Fehldarstellungen über die Aleviten ist die Behauptung, sie seien eine
homogene, regierungsnahe Gruppe und würden den syrischen Präsidenten Baschar al-Assad
blind unterstützen. Diese Verzerrung der Realität hat fatale Folgen:
* Legitimation für Massaker aus religiösen und politischen Gründen
Islamistische Gruppen rechtfertigen ihre Angriffe auf Aleviten, indem sie sie kollektiv
als „Feinde der Revolution“ oder „Unterstützer des Regimes“ brandmarken. Dabei
wird bewusst verschwiegen, dass die Aleviten in Syrien keine politische Einheit
bilden, sondern eine religiöse Minderheit sind, die bereits vor dem Bürgerkrieg
Diskriminierung und Unterdrückung ausgesetzt war.
* Historische Marginalisierung und Verfolgung
Schon lange vor dem Syrien-Krieg wurden Aleviten in der Region verfolgt und
entrechtet. Ihre Gebiete waren wirtschaftlich vernachlässigt, ihre religiösen Bräuche
wurden unterdrückt, und sie waren systematischer Diskriminierung ausgesetzt.
* Kein politischer Einfluss
Anders als oft suggeriert, sind Aleviten in Syrien keine mächtige politische Kraft. Die
meisten von ihnen sind einfache Bürger, Bauern, Arbeiter oder Geschäftsleute, die
keine Kontrolle über politische Entscheidungen haben und auch nicht als
geschlossene Gruppe agieren.
Diese Fakten werden bewusst ignoriert, um eine Rechtfertigung für ethnische
Säuberungen zu liefern. Die gezielte Falschdarstellung von Aleviten als „Regimemilizen“ hat
direkte Auswirkungen: Sie werden entführt, ermordet und ihre Gemeinden zerstört – mit
der stillschweigenden Billigung der internationalen Gemeinschaft.
3. WER SIND DIE TÄTER?
Heyet Tahrir al-Scham (HTS) und die Rolle von Abu Muhammad al-Golani
HTS ist eine islamistische Terrororganisation, die aus der Al-Nusra-Front (einem Ableger
von Al-Qaida) hervorgegangen ist. Sie kontrolliert große Teile der Provinz Idlib und führt
gezielt Angriffe auf Aleviten, Christen, Drusen und andere religiöse Minderheiten durch.
HTS hat sich durch unzählige menschenverachtende Verbrechen hervorgetan: Abu
Muhammad al-Golani, der Anführer von HTS, ist einer der Hauptverantwortlichen für die
brutalen Angriffe auf Aleviten und andere Minderheiten in Syrien. Er hat nicht nur die
ideologische Grundlage für diese Verbrechen geschaffen, sondern auch aktiv die Strategie
der ethnischen Säuberung vorangetrieben. Trotz seiner direkten Beteiligung an
Kriegsverbrechen wird Golani zunehmend von internationalen Akteuren als legitimer
Verhandlungspartner betrachtet.
Besonders perfide ist die mediale und diplomatische Unterstützung, die HTS mittlerweile
erhält. Während die Organisation früher als terroristische Gruppierung galt, wird sie heute
zunehmend als legitimer Akteur betrachtet. Dies führt dazu, dass ihre Verbrechen
verharmlost oder ignoriert werden, während die Aleviten weiterhin massiven Angriffen
ausgesetzt sind.
* Öffentliche Hinrichtungen von Aleviten und Andersdenkenden
* Zwangskonversionen und die Versklavung von Frauen
* Terroranschläge auf zivile Einrichtungen und Heilige Stätten
Trotz dieser Verbrechen wird HTS zunehmend als politischer Gesprächspartner von
westlichen Akteuren betrachtet, während seine Opfer weiterhin verfolgt, vertrieben und
ermordet werden. Dies ist ein gefährlicher Präzedenzfall, der dazu führt, dass
Kriegsverbrecher salonfähig gemacht werden.
4. Ziel der Kundgebung:
* Aufklärung über den Völkermord an den Aleviten
* Forderung nach internationalen Maßnahmen gegen die Täter
* Keine diplomatische Anerkennung für Kriegsverbrecher
5. UNSERE FORDERUNGEN AN DIE INTERNATIONALE GEMEINSCHAFT
Wir rufen die Vereinten Nationen, die Europäische Union, die Bundesregierung Deutschland
und die internationalen Menschenrechtsorganisationen zum sofortigen Handeln auf:
1. HTS und Abu Muhammad al-Golani müssen als Terrororganisation und
Kriegsverbrecher anerkannt werden.
2. Der Genozid an den Aleviten muss als Verbrechen gegen die Menschlichkeit
eingestuft und verfolgt werden.
3. Die politischen Gespräche mit der sogenannten „Übergangsregierung“ unter Golani
müssen sofort gestoppt werden.
6. PRESSEKONTAKT
Ansprechpartnerin:
Frau Gülay Kurtyiğit – Generalsekretärin der Alevitischen Union Europa e.V. (AABK)
E-Mail: aabk@alevi.com und E-Mail: gulay.kurtyigit@alevi.com
STOPPT DEN GENOZID AN DEN ALEVITEN
📌 AABK Resmi Bildirisi (Türkçe Görseli)

📌 AABK Resmi Bildirisi (Almanca Görseli/Deutsch)

