Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF), Gazi ve Ümraniye Katliamlarının 30. yıl dönümünde yazılı bir açıklama yayımladı. Federasyon, 12-15 Mart 1995 tarihlerinde İstanbul Gazi Mahallesi ve Ümraniye 1 Mayıs Mahallesi’nde yaşanan olayların, Alevilere yönelik sistematik baskı ve katliam politikalarının bir devamı olduğunu belirtti. Açıklamada, saldırıların “devlet ve kontrgerilla güçlerinin işbirliğiyle” gerçekleştiği vurgulanarak, olayların faili meçhul bırakılmasına ve dava sürecinde cezasızlık politikasının işletilmesine tepki gösterildi.
Alevi Bektaşi Federasyonu açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“12 Mart 1995’te Gazi Mahallesi’nde bir kahvehane taranarak başlatılan saldırılarda 22 yurttaş katledildi, yüzlercesi yaralandı. Emniyet güçleri, olaylara müdahale etmek yerine halka ateş açarak katliamı büyüttü. 30 yıl önce yaşanan bu saldırılar, Madımak’ta, Maraş’ta, Çorum’da ve Dersim’de olduğu gibi, Alevilere yönelik baskı ve imha politikalarının bir devamıdır. Bugün de bu zihniyetin izlerini görüyoruz.”
Federasyon, dönemin devlet yetkililerinin saldırılar karşısında herhangi bir önlem almadığını, aksine süreç içerisinde faillerin cezasız bırakılarak ödüllendirildiğini belirtti. Açıklamada, olayların sorumlularının siyasi kariyerlerine devam ettiği hatırlatılarak, hukuki süreçte adaletin sağlanmadığı vurgulandı.
Alevi Bektaşi Federasyonu, Gazi ve Ümraniye Katliamı’nın unutulmayacağını ve sorumluların yargılanması için mücadele etmeye devam edeceklerini belirterek, “Bu davanın üzerinin örtülmesine izin vermeyeceğiz. Katledilen yurttaşlarımızın anısını yaşatacak, adalet mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
Açıklamada ayrıca, Alevilerin tarih boyunca zulme karşı direndiği vurgulanarak, “Pir Sultanların, Şah Kalenderlerin mirasçıları olarak boyun eğmeyeceğiz” denildi.
Gazi Katliamı’nın yıl dönümü vesilesiyle yapılan açıklama, katliamda hayatını kaybeden yurttaşların unutulmadığını vurgularken, Alevi toplumunun adalet mücadelesinin süreceğine dair güçlü bir mesaj verdi.