Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK), Suriye’de Alevilere yönelik katliamların artarak devam ettiğini belirterek Avrupa Birliği’nin çarpıtılmış ve tutarsız açıklamalarına sert tepki gösterdi. AABK, HTŞ’nin başındaki Abu Muhammed el-Golani’nin terör suçlarından yargılanması gerektiğini vurgularken, AB’nin bu yapıyı meşrulaştırmaya çalıştığını ifade etti.
“AB, Alevi Soykırımına Sessiz Kalıyor”
AABK açıklamasında, HTŞ’nin Suriye’de binlerce Aleviyi sistematik olarak işkencelerle katlettiğini, kadınlara tecavüz ettiğini ve on binlercesini zorla kaybettiğini hatırlattı. Suriye’nin Tartus, Lazkiye ve Ceble gibi Alevilerin yoğun yaşadığı bölgelerinde katliamların doruk noktasına ulaştığını belirten AABK, AB’nin bu soykırımı görmezden gelerek katilleri akladığını vurguladı.
“El-Golani’yi Brüksel’de Ağırlamak Suça Ortak Olmaktır!”
AABK, 17 Mart’ta HTŞ lideri Abu Muhammed el-Golani’nin Brüksel’e resmi davetle geleceğini hatırlatarak, Golani’nin savaş suçu faili olarak derhal tutuklanması gerektiğini belirtti. Açıklamada, AB’nin terör örgütlerine desteğini kesmesi gerektiği vurgulanarak şu ifadeler kullanıldı:
“Golani belki takım elbise ve kravat giymiş olabilir, ancak ideolojisi değişmemiştir: Kanlı, radikal ve dini-etnik azınlıklara düşman bir zihniyet. Katilleri siyasi ortak olarak tanıyanlar, onların suçlarına da ortak olur!”
AABK, Avrupa devletlerini insan hakları ve uluslararası hukuk çerçevesinde hareket etmeye çağırarak, Suriye’deki Alevi soykırımına karşı güçlü bir duruş sergilemeye davet etti.
İşte AABK’nin Açıklaması:
“Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK) olarak, Suriye’de Alevilere ve diğer azınlıklara yönelik devam eden katliamları şiddetle kınıyor ve Avrupa Birliği’nin bu konuda sergilediği yanıltıcı ve tutarsız tutumunu reddediyoruz. Golani yönetimi – El Kaide ve IŞİD üyelerinden oluşan bir terör yapısı–etnik ve dini temizlik gerçekleştirirken, AB gerçeği çarpıtmakta ve bu zulmün mağdurlarını “Esad yanlısı unsurlar” diyerek aşağılamaktadır.
Sırf Esad Nusayri diye Suriye nüfusunun %15’ini oluşturan Alevi halkının hepsini Esad yanlısı ilan etmek kabul edilemez.
Golani, IŞİD’in eski Suriye halifesi, eski El-Kaide ve El-Nusra yöneticisidir. Bu örgütler AB ve dünyanın çoğu ülkesi tarafından terör örgütü olarak kabul edilmektedir. Pek çok savaş suçunun, insanlığa karşı suçun ve vahşi katliamların sorumlusu olan bu terör örgütleri bugün Suriye’de HTŞ olarak karşımıza çıkmaktadır. Afgan, Çeçen, Özbek, Uygur gibi pek çok selefi/vahabi terör örgütü çetesi HTŞ kontrolünde Hristiyanları, Dürzileri, Şiileri, Kürtleri ve diğer Suriye halklarını katletmeye devam etmektedir. Ancak Alevilerin tamamının katlinin vacip olduğu yönünde verilen fetvalar sebebiyle, bugün topyekûn bir Alevi soykırımı en kanlı şekilde devam etmektedir!
Geçtiğimiz haftaya kadar HTŞ rejiminin 5.000 kadar Aleviyi sistematik olarak vahşi işkencelerle katlettiği, 12.000 kadar Aleviyi zorla kaybettiği, pek çok kadına tecavüz ettiği, 40.000 kadar Aleviyi ise tutukladığı uluslararası insan hakları örgütleri raporlarına yansımıştır.
Bu katliamlarda özellikle Özbek, Afgan, Çeçen, Uygur gibi yabancı cihatçı çetelerin kullanıldığı görülmektedir. Bu kırımların çoğu Hama ve Homs kırsallarında yoğunlaşan Alevi nüfusuna yönelik olmuştur ve Aleviler, azınlıkta oldukları bu bölgelerden sürülerek kıyı şeridine sıkıştırılmak istenmiştir.
En son 6 Mart 2025 tarihinde, Alevilerin yoğun olarak yaşadığı Tartus, Lazkiye ve Ceble gibi
Akdeniz kıyısındaki kentlerde, devam eden sistematik katliam ve cezasızlık politikasına karşı HTŞ rejim güçlerine yönelik silahlı direnişe geçen sivil grupların HTŞ güçlerine saldırması sonucunda “resmi” olarak Alevilere karşı seferberlik ilan edilmiştir. Bu silahlı saldırıların Esad rejimi artıkları tarafından gerçekleştirildiği iddiasıyla başlatılan operasyonlarda, son üç günde şimdiye kadar kimi kaynaklara göre binden fazla; kimi kaynaklara göre ise sayıları 12.000’i bulan Alevi sivil, insanlık dışı işkencelerle çocuk, yaşlı, kadın ayrımı yapılmaksızın katledilmiştir!
Abu Muhammed el-Golani belki takım elbise ve kravat giymiş olabilir, ancak ideolojisi
değişmemiştir: kanlı, radikal ve dini-etnik azınlıklara düşman bir zihniyet. AB, bu açıklamasıyla Suriye’yi kaosa sürükleyen terör gruplarını meşrulaştırmaktadır.
Golani’nin 17 Mart’ta Brüksel’e resmi davetli olarak geleceği bilinmektedir. Gerek AB hukuku, gerek uluslararası hukuk, gerekse Avrupa devletlerinin ulusal hukukları gereği Golani’nin görüldüğü yerde insanlığa karşı suç ve savaş suçu faili olarak tutuklanması hukukun gereğidir!
AABK olarak, AB’nin bu tutumunu en sert şekilde kınıyor ve teröristlere verdiği desteği derhal sonlandırmaya çağırıyoruz. Katilleri siyasi ortak olarak tanıyanlar, onların suçlarına da ortak olur!”