(ANKARA) – Grevdeki Başpınar işçileri bugün Meclis’teydi. EMEP Antep Milletvekili Sevda Karaca, Gaziantep Başpınar Organize Sanayi Bölgesi’nde eylem yapan tekstil işçileriyle Meclis’te basın toplantısı düzenledi.
Antep Başpınar Organize Sanayi Bölgesi’nde ücret zammı için greve çıkan Başpınar işçilerinin eylemleri 2 haftadır sürüyor. Emek Partisi (EMEP) Antep Milletvekili Sevda Karaca, bugün Meclis’tee işçilerle bir basın toplantısı düzenledi. Asgari ücret zammının açıklanmasından sonra EMEP’in yaptığı açıklamalarda, açıklanan zam oranının patronlara işçilere yüzde 30’dan fazla zam vermeme talimatı olduğunu ifade ettiğini hatırlatan Karaca, “Erdoğan-Şimşek ekonomik programı, bir avuç sermayedarı ihya etmek uğruna milyonlarca emekçiyi daha büyük sefalete sürükleyecek demiştik. Haklı çıktık” dedi. 2025’in henüz ilk ayında enflasyonun planlananın üstünde geldiğine dikkat çeken Karaca, “İktidar; enflasyon karşısında geçim derdi büyüyen emekçiye hakkını verme konusunda bir adım atmayacağını ilan etti. Ülkenin her tarafında emekçiler grevlerle, iş bırakmalarla, eylemlerle açlığa ve yoksulluğa itiraz ettiler, ediyorlar” dedi.
Başpınar İşçileri 2 Haftadır Grevde
Antep’in Başpınar Organize Sanayi Bölgesinde çalışan işçilerin 2 haftadır “İş, ekmek ve özgürlük kavgası verdiğini belirten Karaca “Başpınar’da 300 bin işçi ter döküyor. Bu 300 bin işçi bölgenin ucuz iş gücü olarak ter döküyor, patronlarına ihracat rekorları kırdırıyor. İş güvencesinden yoksun, kuralsız çalışma koşulları nedeniyle canlarını veriyorlar, uzuvlarını kaybediyorlar. Karşılığında aldıkları para ise yoksulluk sınırının yarısı bile değil. Haftanın 7 günü, pazar günleri 12 saat, izin yok, yemekler kötü, tuvaletler kirli, servisler balık istifi… Patronlara zenginlik dokudukları makinelerin stop düğmeleri çalışmıyor. Kaza geçirip hastaneye giden devamsız yazılıyor, yevmiyesi kesiliyor. Ne karın doyuracak bir maaş alıyorlar, ne ikramiye ne de sosyal hak. Banka promosyonlarına bile patron el koyuyor, maaşların bir kısmı elden ödeniyor. Ne kaçırılan vergi için ne de işçinin canı için en ufak denetim yok. Başpınar’da kurulan patron imparatorluğunda işçilerin zerre değeri yok” diye konuştu.
“İşçiler Tehditten Başka Cevap Alamadı”
Bütün bu çalışma koşullarının üstüne yüzde 30 zam dayatılınca işçilerin “artık yeter” diyerek iş bıraktıklarını söyleyen Karaca “İşçiler taleplerini söylediler, muhatap alınmak istediler ama tehditten başka cevap alamadılar. Araya köyün ileri gelenleri, şeyhler, hocalar sokuldu; patronlar ‘durumumuz zor, 1 kuruş daha fazla veremem’ dışında bir yanıt vermedi. Oysa işçiler, durum zor diyen patronların yeni fabrikalarını, yeni arabalarını ve eski düzenlerini çok iyi biliyordu. Patronların servetinin Allah’ın bir lütfu olmadığını, kendilerinin ürettiğini biliyorlardı ve sadece ürettikleri zenginlikten hakları olanı istediler” dedi.
İşçilerden korkulduğunu aktaran Karaca “Şeyhle, grev kırıcıyla, tehditle sindiremedikleri işçilerin karşısına güdümlü valilerinin OHAL ilanı gibi yasağını koydular. Direniş çadırlarını söktüler, sendika başkanlarını gözaltına aldılar ama işçiler bu yasağı Demokrasi Meydanı’nda ayaklarıyla çiğnedi. ‘Ekmek mücadelesine yasak konmaz’ dediler. Sadece hak talep ettiği için işçileri ekmeğinden etmek istediler, işten çıkardılar. Üstüne bir de sendikalarının başkanını tekrar gözaltına alıp tutukladılar” sözlerinin ardından sözü işçilere bıraktı. Yalçın Kardeşler Tekstil Fabrikası’ndan Ümit Şahin ve Mehmet Akif Sarı ile Has Sentetik Çuval Fabrikası’ndan Bülent Kurt söz alarak yaşadıklarını ve taleplerini dile getirdiler.
“80 Kişi Kod 49 İle İşten Çıkarıldı”
İlk sözü alan Bülent Kurt ayın 10’unda greve çıktığını belirterek “Has Çuval’da be dahil 80 kişi şu anda Kod 49 ile işten çıkarıldı. Sendika Başkanımız Mehmet Türkmen şu anda tutuklu. Gaziantep Valisi 15 gün yasak getirdi ancak direnişimiz hala sürüyor. Süreç devam ediyor, görüşmeyi ve anlaşmayı bekliyoruz. Ama patronlardan henüz herhangi bir yanıt yok” dedi. 10 günden fazladır kar altında, yağmurda, dışarıda direndiklerini, fabrikadan bir bardak su dahi verilmediğini ifade eden Ümit Şahin “Bizim özgür irademizi kullandırmıyorlar. Biz zam istiyoruz. ‘Yüzde otuz size yeter’ diyorlar. Anlaşma yok, konuşma yok. ‘İşinize gelirse, çalışın işinize gelmiyorsa budur’ diyorlar. Ama biz de artık bu sefalet zammına dur demek için yeter demek için, evimize bir kuruş fazla götürmek için direnişe başladık. Bütün işçilerle, bütün arkadaşlarım içeri girip zamlı bir şekilde çalışmak istiyoruz. Ama bize hala bir cevap gelmedi” dedi.
“Mehmet Türkmen Bize Çorba Getirdi, Çadır Kurdu”
Sendika başkanı Mehmet Türkmen’in kendilerine destek vermek dışında bir suçu olmadığını ifade eden Şahin “Mehmet Türkmen bize çorba getirdi, çadır kurdu. Ama Valilik çadırları kendi eliyle yıktı. Yıkarak da bizi karşısına aldı. Biz kimseye zarar vermediğimiz halde zarar vermiş gibi göstererek kod 46-49 ile bizi toplu olarak işten çıkardılar. Patronlar bize hiçbir anlaşmayla gelmediler. Taleplerimize cevap gelmedi. Ama biz birliğimizi bozmadık ve bozmayacağız. Yasak kalktıktan sonra mücadelemize devam edeceğiz. Hiçbir arkadaşımız kırıp geçmeyeceğiz, dayanışmamızı sürdüreceğiz” dedi.
“Niye Eşit Değiliz?”
Yalçın Kardeşler Fabrikası’nda çalışan Ömer Akif “Yemek, servis, fabrikadaki baskı ve tüm koşullar çok kötü. Bizi içeride kamerayla izliyorlar. Bir baskı uygulayıp işten çıkarmakla tehdit ediyorlar. Önceden zam döneminde harflerle ya da işte ustalarla bir toplantı yapılarak zam oranı üzerine tartışma yapılırdı. Ama şu an ne bir toplantı yapılıyor ne bir şeye çağırıyorlar. Şimdi kafalarına göre belirleyip ‘bu zammı veriyoruz. Çalışıyorsanız bu, çalışmıyorsanız bu’ diyorlar. Yani bu hak değil, hukuk değil. Biz zaten piyasanın 10-15 bin TL altında çalışıyoruz. Niye eşit değiliz? Gelip otuz bin lirayla bir ay geçirsinler. Eğer gerçekten geçinebiliyorsa ben bir şey demeyeceğim. Öyle makamla, mevkiyle olmuyor bazı şeyler” sözleriyle tepkisini gösterdi.
Mehmet Türkmen’in ilk günden beri yanlarında olduğunu ifade eden Ömer Akif, “Bizimle birlikte mücadele etti, bizim yanımızda olmaya çalışıyor. Suç mu işliyor? Ya da kötülük mü ediyor? Ya da bize öncülük mü yapıyor? Biz kendi kararımızla kendi imkanlarımızla bir şeyler yapmaya çalışıyoruz birilerinin kışkırtmasıyla ortaya çıkmadık. Biz Mehmet Türkmen’in suçsuz olduğuna inanıyoruz, güveniyoruz ve onun serbest bırakılmasını istiyoruz” dedi.