8.5 C
İstanbul
14 Şubat 2025, Cuma

Özgür Özel: Erken Seçim İçin Her Şeyi Yapacağız

(ANKARA) – Özgür Özel, “Erken seçim için her şeyi yapacağız. 2025’te sandık, bu milletin önüne gelecek. Onlar o sandığı kaçırırlarsa, biz bu milletin önüne, bu senenin içinde bir sandık koyup ‘Ne diyorsunuz bakalım?’ diyeceğiz ve göreceğiz, bu iktidarın ayakta durabilecek gücü var mı, yok mu” dedi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Özel, Halk TV çalışanlarının gözaltına alınmasına ilişkin açıklamalar yaptı. Ardından erken seçim çağrısı yaptı. Özel, 2025’te Erdoğan’ın gideceğini söyledi. Ardından şöyle devam etti:

“Erken Seçim İçin Her Şeyi Yapacağız”

“Erken seçim için her şeyi yapacağız. Bunun için hazırlıklarımızı tamamlıyoruz, hızlandırdık. Sandık görevlisinden onun eğitimine, afişten, broşürden, pankarttan, partinin sloganlarına, parti programından hükümet ve iktidar programına ve elbette adayına kadar biz bu sürecin en hazır unsuru olarak çıkıp bu iktidarı seçime zorlayacağız. Bunun için önce ‘Başlıyoruz’ dedik. Şimdi hazırlanıyoruz. Ve uzun olmayan bir süreçte bu milletin önüne o sandığın gelmesi için ne yapmamız gerekiyorsa yapacağız. Göreceksiniz, o sandık gelecek. Ve gelmezse, onlar o sandığı kaçırırlarsa, biz bu milletin önüne, bu senenin içinde bir sandık koyup ‘Ne diyorsunuz bakalım?’ diyeceğiz. Ve göreceğiz. Bakalım bu iktidarın ayakta durabilecek gücü var mı, yok mu? Erken seçim için her şeyi yapacağız. Erken seçim sandığını kaçırırlarsa biz bu milletin önüne bir sandık koyacağız. O zaman göreceğiz, millet ne diyor diye.”

Özgür Özel: Gazeteci Halkın Sokaktaki Gözü Kulağı

Öte yandan Özel, Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş’ın tutuklanmasına ilişkin konuştu. “Gazeteciler hepimiz gibi meslek sahibi insanlar. Herkesin farklı farklı meslekleri var ama bir gazeteciye yapılan iş, o gazetecinin kendisine yapılmıyor. Gazetecilik mesleğinin farkı bu. Çünkü gazeteci halkın sokaktaki gözü, sokaktaki kulağı. Halk bir şey duyarsa bunu gazeteci duyarsa duyacak, halk bir şey görürse gazeteci görürse görecek. Gazeteci sayesinde haberdar oluyoruz. Yani bugün Suat Toktaş’ı alıp da cezaevine koyunca; işte iki kız çocuk babası, işinde gücünde olan herhangi birisini cezaevine koymaktan farklı olarak toplumun gözünü, kulağını cezaevine koyuyorsunuz ve haber alma hakkına saldırmış oluyorsunuz. Onun yönetimindeki bütün bir ekibe onun üzerinden gözdağı veriyorsunuz ve diyorsunuz ki ‘Bu millete doğruları söylersen, merak edilen soruların cevaplarını onlar adına sorarsan ve hakikatin peşine düşersen senin yerin Silivri’dir’” dedi. Özel ardından şunları kaydetti:

“Büyük Dayanışma, Beş Gazeteci Arkadaşımızın Tutuklanmasının Önüne Geçti”

Bu ilk kez yapılmıyor. Bundan önce çok sayıda gazeteci gözaltına alındı, tutuklandı, hapishanelere konuldu. Bu yolda dönenler oldu, bir de Suat Toktaş gibi direnmeye devam edenler oldu. Suat Toktaş Türkiye’nin en büyük kanallarında yöneticilik yapmış, CHP’de Grup Basın Danışmanlığı görevini yapmış ve Halk TV’den çok daha konforlu alanlarda, çok daha yüksek maaşlarla çalışabilecekken o deneyimiyle, tecrübesiyle, mesleğinin doruk noktasında bu mücadeleye, halkın haber alma hakkına sahip çıkmaya dahil olmuş birisi ve onun için hedefte.

Memnun olduğumuz taraf, bir büyük dayanışma gösterildi. Ve gösterilen bu büyük dayanışma belki beş gazeteci arkadaşımızın beşinin de tutuklanmasının önüne geçti. Halk, Halk TV ‘ye sahip çıktı çünkü halk, Halk TV’yi bir televizyon kanalı olarak görmüyor. Halk TV’yi kendisinin duyması gerekenleri kendine duyuran, görmesi gerekenleri gösteren, hakikatın bekçisi, adaletin takipçisi bir yayın kuruluşu olarak görüyor. Vatandaş ‘Halk TV olmazsa olandan bitenden haberim olmaz, Halk TV olmazsa sadece ben Tayyip Erdoğan’ın ‘gör’ dediklerini görürüm, ‘duy’ dediklerini duyarım ve gerçek bir vatandaş olarak kanaatimin oluşması ancak Halk TV sayesinde olur’ diyor.

“Halk TV’ye Yapılanları Ben Kendime Yapılmış Sayıyorum”

Tabii burada dayanışma gösteren Tele 1’e, SZC TV’ye, diğer muhalif kanallara teşekkür etmek gerekiyor. Burada önemli olan şu. CHP olarak Halk TV’ye sahip çıkıyoruz ama bunun sadece CHP’nin üzerinde kalmaması lazım. Dün Bolu’ya gittim, geldim taziyeler için. Dört saat Halk TV izledim yolda ve bir yandan açıktı, devamlı gözümüzün önündeydi. Hem kendi örgütümüzün tavrından çok memnunum. Hem diğer muhalefet partilerinin açıklamaları son derece kıymetli. Halk TV’yi yalnızlaştırırsanız tam da ülkeyi yönetenlerin istediği olur. Buradaki hata şu. ‘Ben teker teker saldırayım. Canı yanan istediği kadar bağırsın. Nasılsa ben onları parça parça sindiririm.

Halk TV’ye yapılanları kendimize yaptılar sayıyoruz. Ben Özgür Özel olarak şahsen de kendime yaptılar sayıyorum. Kurumsal olarak kendimize yaptılar sayıyoruz. Bütün CHP’lileri, 1 milyon 600 bin kişi, oy veren 17 buçuk milyon insan kendimize yapılmış sayıyoruz. Ve bizim dışımızda bu iktidarın düdüğünü öttürmeyen, bu iktidarın arkasına dizilmeyen onun vagonu olmayan kim varsa bu yapılan onun şahsına karşı da kurumuna karşı da yapılmıştır. Böyle bir sahip çıkmaya ihtiyaç var.

“En Büyük Tehlike: Bir Arada Durması Gerekenlerin Çatlak Ses Çıkarması”

Özellikle en büyük tehlike şu: Bir arada durması gerekenlerin çatlak ses çıkarması. Aradan bir tuğlanın çekilmesi bile koca bir duvarı sallar. Biz iktidarın ördüğü korku duvarını yıkmaya çalışırken dayanışma duvarının içinde çatlak sese, olmadık hareketlere ihtiyaç yok. Ve gün kayıtsız, şartsız, amasız, fakatsız haksızlığa karşı hep birlikte olma günü. Haksızlığa uğrayan Zafer Partisi ise Zafer Partisi’nde olacağız, İYİ Parti ise İYİ Parti’de olacağız, Halk TV ise Halk TV’de olacağız. DEM Parti’ye bir haksızlık yapılıyorsa DEM Parti’ye destek vereceğiz. Muhalefette, ‘Öyle ama benim onunla yanyana gelmem mümkün değil.’ En aykırı fikirlerin en özgürce söylenmesi şiddet çağırmadıktan sonra, insanların canına, kamu düzenine kastetmeyen her türlü tepki, protesto meşrudur. Bugün yapılmaya çalışılan insanların tepi vermesine engel olmaktır.

“Hiçbir Süreci Birbirinden Bağımsız Görmeyelim”

Hiçbir süreci birbirinden bağımsız görmeyelim. Yarın Ekrem İmamoğlu’nun ifade verecek olması, geçen hafta Gençlik Kolları Genel Başkanımıza imza zorunluluğu getirilen adli kontrol uygulaması, onun öncesinde Ümit Özdağ’ın tutuklanması, onun öncesinde birçok kuruma baskı, teğmenlerle ilgili soruşturma -bugün, yarın açıklanacak ve korkarım orada büyük bir yanlış yapacaklar- ama teğmenlerle ilgili alınmak istenen ihraç kararı, Halk TV’ye yapılanlar hepsi bir bütün. Hiçbirisi birbirinden ayrı değil. Çünkü bu iktidar yönetemiyor, ülkede büyük krizler var ve buna karşı olası ayağa kalkmaları sindirmeyece çalışıyor. Geçen hafta Ayşe Barım’ın tutuklanması, sanatçıların ifadeye çağrılması ve bunun 12 yıl önce Gezi’ye gitmek üzerinden yapılması insanlara, ‘Çok daha kötü günler geliyor. Susun, sinin, evinizde oturun. Sokağa çıkarsanız devlet sizi 12 yıl sonra gelir, bulur’ diyor.

“Dizleri Tir Tir Titriyor”

Bu korkuya teslim olmamak lazım. İşte bu korkuya teslim olursak Tayyip Erdoğan kazanacak. Bu korkuya teslim olmaz, bu korkuya inat cesaret gösterirsek dizleri tir tir titriyor onların. Ayakta duracak hali kalmadı bugünkü iktidarın; ekonomik açıdan da sosyal açıdan da siyasal açıdan da. İktidarın sürdürülebirliği kalmadı. Bunun için bir ve beraber olmakta, bütün muhalefetin birlikte olmasında, omuz omuza olmakta, ayakta olmakta bir de çağrıldığı yere koşarak gitmekte fayda var. Ben Halk TV’nin önüne üç şehirde giden herkesin alnından öpüyorum. Bu ülkenin yarınlarının teminatı olduklarının alnından öpüyorum. Kim, nerede olması gerekiyorsa orada olsun.

“İstanbul’u Yarın İfade Vermeye Çağırıyorum”

Yarın biliyorsunuz, Ekrem İmamoğlu’nu ifadeye çağırdılar. Ekrem İmamoğlu Trabzon doğumlu veya Trabzonlu bir belediye başkanı olarak, Hasan Amca’nın oğlu Ekrem Bey olarak değil; bütün İstanbul’un ‘Çalmadan, çırpmadan, hakkaniyetle bu şehri yönet’ diye emanet ettiği o şehrin emin insanı ifadeye çağrılıyor. Yarın ifadeye çağrılan İstanbul’un ta kendisidir. Başta CHP’lilerdir ama bütün demokratlardır. Erkem İmamoğlu’na oy veren, gelecekte oy vermeyi düşünen ya da ona yapılan haksızlığı kendine yapıyorlar hisseden herkes, bu ülkenin geleceğinin teminatıdır. O yüzden ben İstanbul’u yarın ifade vermeye çağırıyorum.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK HABERLER

BİZİ TAKİP EDİN

289,397BeğenenBeğen
2,317TakipçiTakip Et
20,344TakipçiTakip Et
1,237AboneAbone Ol
- Reklam -

EN SON HABERLER