(İSTANBUL) – Britanya Alevi Federasyonu (BAF), Suriye’deki katliamlara tepki gösterdi. BAF, “Suriye’de İslamcı çeteler uluslararası destekle tüm kontrolü ele geçirmiştir. Azınlıkların hayatları ve gelecekleri tehdit altındadır” dedi.
Britanya Alevi Federasyonu, Suriye’deki katliamları kınamak için bugün 10 Downing Street’teki başbakanlık konutu önünde bir araya geldi. Alevilere ve diğer azınlıklara yönelik katliamlarla ilgili basın açıklaması yapan BAF, açıklamanın ardından yürüyüş düzenledi. Açıklamada Suriye’de cihatçıların çatı örgütü Heyet Tahrir Şam’ın Alevilere, Kürtlere ve diğer azınlıklara uyguladığı şiddete tepki gösterildi. Ayrıca Türkiye’nin de Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırıları da eleştirildi. Britanya’nın ve uluslararası güçlerin sessiz kalmasın kınanan açıklamada şunlar kaydedildi:
“HTŞ ve bileşenlerinin Suriye’deki Alevilere, Kürtlere, Süryanilere, Ermenilere, Türkmenlere, Hristiyanlara, Ezidilere, Dürzilere ve tüm azınlıklara yönelik soykırım girişimini şiddetle kınıyoruz. Suriye’de azınlıkların hayatları ve gelecekleri tehdit altındadır. Suriye’de İslamcı çeteler uluslararası destekle tüm kontrolü ele geçirmiştir. Rojava tehdit altındadır. Kürtler soykırımla karşı karşıyadır. 2011 yılından itibaren Suriye’de yaşanan çatışmalar ve Türkiye başta olmak üzere dış müdahalelerin körüklediği savaş ortamı, ülkedeki ayrımcılığı derinleştirmiş, savunmasız azınlık grupları için bir kabusa dönüşmüştür. Bu süreç, bir halkın huzur ve birlik içinde yaşama hayalini yok ederken, azınlık topluluklarını ağır bir tehdit altına sokmuştur.
Britanya Alevi Federasyonu: Aleviler Bu Vahşetin Hedefi
13 yıllık savaş ve müdahaleler, Suriye’nin geleceği üzerinde Suriyelilerin söz hakkını sınırlamıştır. Bugün kazananlar arasında Erdoğan’ın Türkiye’si ve Netanyahu’nun İsrail’i gibi aktörler görülmektedir. Ancak bu kazançlar arasında Suriye halklarına düşen hiçbir pay olmadığı gibi sözde kazanımlar halkların acıları üzerinden sağlanmaktadır. Britanya ve uluslararası güçlerin radikal çeteleri desteklemek yerine Suriye de tüm halkların eşitliği ve geleceği için yatırım yapmasını, yardım ihtiyacı olan insanlara destek olmasını, bölgeye silah satmak yerine insani yardım götürmesini, tıbbi donanımlı ekiplerin çocuklar başta olmak üzere tüm ihtiyaç sahibi insanlara destek sağlamasını ve Türkiye’nin bölgeye yönelik agresif tavırlarından vazgeçmesi için yaptırımların uygulanmasını talep ediyoruz. Radikal cihatçı gruplar, uluslararası kamuoyunda meşrulaştırılmaya çalışılırken, sahada masum insanlara en vahşi yöntemlerle saldırmaktadır. Aleviler, etnik azınlıklar ve farklı inanç toplulukları, bu vahşetin başlıca hedefi haline gelmiştir.
“Uluslararası Güçler Bu Vahşete Sessiz Kalıyor”
Suriye’de Alevilere ve diğer azınlıklara yönelik yapılan zulüm, insanlık değerlerini ayaklar altına almaktadır. Kutsal mekânlar yakılmakta, ibadethaneler yağmalanmakta, mezarlıklar tahrip edilmektedir. Alevi köyleri bombalanmakta, insanlar katledilmekte ve yerlerinden edilmektedir. Mallarına ve mülklerine el konulmakta, ganimet gibi paylaştırılmaktadır.
Bu vahşet dünyanın gözü önünde yaşanırken, Britanya ve diğer uluslararası güçler sessiz kalmakta hatta HTŞ gibi düne kadar terör listesinde olan gruplara milyonlarca pound yardım yapılmaktadır. Evrensel değerlerle bağdaşmayan bu hukuk tanımazlık derhal son bulmalıdır. Her halk kendi topraklarında özgürce yaşama hakkına sahiptir.
“Aleviler Asla Diz Çökmeyecektir”
Dün Kerbela’da Hüseyin’in safında nasıl dimdik durduysak, Banaz’da Pir Sultan, Dersim’de Seyyid Rıza olduysak, bugün de Suriye’deki katliamların karşısında aynı kararlılıkla duruyoruz. Aleviler, bu kanlı planlara boyun eğmeyecek, asla diz çökmeyecektir. Dost da düşman da bilmelidir ki, bu katliamların faillerini de, destekçilerini de, sessiz kalanları da unutmayacağız. Tarih bu utancı yazacak ve hak ettikleri lanetle anacaktır. Bugün susmak, yarın aynı zulmün kapımıza dayanmasına göz yummaktır.
Dayanışma Çağrısı
Tüm vicdan sahibi insanları, insanlık onurunu savunan herkesi bu vahşete karşı ses yükseltmeye davet ediyoruz. Suriye’deki Alevilere ve mazlum azınlıklara karşı yapılan zulmü durdurmak için dayanışma çağrımızı yineliyoruz. Adalet, özgürlük ve barış için bir arada yaşamı savunan tüm halkları, zalime karşı omuz omuza durmaya çağırıyoruz. Zulme boyun eğmeyeceğiz! Dayanışma kazanacak, barış ve özgürlük her halk için gerçekleşecek! Zalime karşı omuz omuza duralım. İnsanlık onuru kazansın.”
