(VAN) – KESK Van Şubeler Platformu 2025 yılı için açıklanan asgari ücrete tepki gösterdi. “Hedef tüm çalışanları sefalete, 19. yüzyıl kölelik koşullarına mahkum etmektir” denildi.
2025 yılı için belirlenen asgari ücret 22.104 TL oldu. Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Van Şubeler Platformu bir açıklama yaparak yeni rakama tepki gösterdi. Açıklamayı Dönem Sözcüsü Yunus Haylaz okudu. Haylaz, “Asgari ücreti çocuklarına ‘harçlık’ diye verenler, çocuklarına harçlık veremeyecek hale getirdikleri milyonların 2025 yılında alacağı asgari ücretin 22 bin 104 TL olmasına karar verdi” dedi. İktidarın bu rakamla emekli ve memur maaşlarına yapacağı zamma ilişkin tutumunun da belli olduğunu söyledi. Haylaz, şöyle devam etti:
“Geçtiğimiz yıllarda devasa artışlar yaptığı kendi bütçesinin üzerine bu yıl yüzde 40 artış daha koyan, her 1 dakikada 2 asgari ücret harcayan saray, asgari ücretin yüzde 30 artırılmasına “Hayırlı olsun” tweeti ile memnuniyetini gösterdi. Böylece en tepeden en aşağıya mevcut iktidar kime hizmet ettiğini, kimin çıkarlarını koruduğunu, kimleri yok saydığını bir kez daha ispatlamıştır. Ülkeyi 22 yıldır yönetenler her ağızlarını açtıklarında ‘işçiyi, memuru, asgari ücretliyi enflasyona ezdirmedik’ nutukları atmaktadır. Ancak her şey apaçık ortadadır. Yıllardır TÜİK vasıtası ile Ali Cengiz oyunları oynanmakta, çarşıda, pazarda, mutfakta yaşadığımız gerçek enflasyonun yarısına bile denk gelmeyen suni rakamlar önümüze resmi enflasyon olarak konulmaktadır.”
Asgari Ücret Tepkisi: Artışlarının Enflasyonu Körüklediği İddiası Koskoca Bir Yalandan İbarettir
Haylaz, Avrupa Birliği ülkelerinde çalışanların sadece yüzde 4’ünün asgari ücrete yakın ücretlerle çalıştığını kaydetti. OECD ülkelerinde ise bu oranın yüzde 5 civarında olduğunu söyledi. Haylaz “Türkiye’de ise her iki çalışandan biri asgari ücretli” dedi ve şöyle devam etti:
Her üç çalışandan ikisinin aldığı ücret, asgari ücretin sadece yüzde 20 fazlasını, bugünkü rakamla 20 bin 400 TL’yi geçmemektedir. Tüm bunlara rağmen siyasi iktidar son bir yıldır gelmiş geçmiş en büyük yalanlarından birine sarılmış, hemen her gün çalışanların ücretlerindeki artışın enflasyonu körüklediğini iddia etmiştir. Tekrar altını çiziyoruz; ücret artışlarının enflasyonu körüklediği iddiası koskoca bir yalandan ibarettir. Nitekim bu iktidarın akıl hocası IMF bile çalışanların ücretlerinin enflasyona etkisinin yüzde 5 ile sınırlı olduğunu açıklamıştır. IMF yazarlarının geçtiğimiz yıl yayımlanan raporunda enflasyonu asıl körükleyen şeyin holdinglerin, şirketlerin, işverenlerin yüksek kar oranları olduğuna dikkat çekilmiştir.
TÜİK’in sanal verilerine göre bile enflasyon yüzde 47’dir. ENAG verilerine göre ise enflasyon yüzde 86,76’ya ulaşmıştır. 2025 Yeniden Değerleme Oranı yani 6 gün sonra vergi ve harçlarda yüzde 44 artış yapılacaktır. Üye sendikamız BES Araştırma Birimi rakamlarına göre kasım ayı itibari ile 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 29 bin 200 TL, yoksulluk sınırı 78 bin 617 TL, tek bir çalışanın yaşam maliyeti ise 39 bin 341 TL’ye ulaşmıştır. Buna göre dört kişilik bir alenin tüm fertleri asgari ücretle çalışa dahi haneye giren tutar yoksulluk sınırının 10 bin TL altında kalmaktadır.
“Kölelik Koşulları”
Aralık ayında kiralar TÜİK’in 12 aylık ortalama enflasyonuna göre yüzde 60,45 arttırılmıştır. Buna göre örneğin geçtiğimiz ay bir asgari ücretli eline geçen ücretini 8 bin 500 TL’sini, yani yarısını kiraya ayırıyorsa bu ay 13 bin 638 TL’sini yani yüzde 80’nini kiraya ayırmak zorunda kalacaktır. Ocak’tan itibaren ise ücretinin yüzde 62’sini sadece kiraya ayırıp geriye kalan 8 bin 465 TL ile yaşam savaşı vermek zorunda kalacaktır. Öte yandan 2024 yılının ilk altı aylık TÜİK enflasyonu yüzde 24,73 olarak açıklanmıştır. 17 bin TL olan asgari ücrette Temmuz’da 6 aylık enflasyon oranında artış yapılmış olsaydı 4 bin 205 TL artışla 21 bin 207 TL olacaktı.
Asgari ücret bu sanal TÜİK oranına göre arttırılsaydı 3 bin 393TL artışla bugün zaten 24 bin 600 TL olacaktı. Dolayısıyla dün 22 bin 104 TL olarak açıklanan asgari ücret; çarşıda, pazarda, mutfakta yaşadığımız gerçek enflasyonun en az yarısını yutan TÜİK enflasyonuna göre artışın bile 2 bin 496 TL altında kalmıştır. Tekrar altını çiziyoruz. Bugün Türkiye tüm çalışanlar için bir asgari ücretliler ülkesine çevrilmiş, asgari ücret geldiğimiz noktada bırakalım ortalama ücreti temel ücrete dönüştürülmüştür. Asgari ücret artış oranı tüm ücret, maaş artışlarında temel bir kriter haline getirilmiştir. Dolayısıyla ister kamu işçisi olsun ister kamu emekçisi ister emekli olsun ister özel sektör çalışanı hiçbir kişinin “asgari ücret artışı beni ilgilendirmiyor. Ben asgari ücretli değilim” deme lüksü yoktur. Asgari ücreti bile sahte enflasyon oranlarının altında arttıranların niyeti gayet açıktır. Hedef tüm çalışanları sefalete, 19. yüzyıl kölelik koşullarına mahkûm etmektir.”