(İSTANBUL) – Uzmanlar, Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun faiz kararını değerlendirdi. Ekonomist Nesrin Nas, “Çok kritik bir döneme girdik diye düşünüyorum. İşimiz biraz zor” dedi. Şenol Babuşçu da “Bu sefer yüksek indirim yapması, ocak-şubat aylarında da indirimin devam edeceğini gösteriyor” değerlendirmesini yaptı.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), bugün gerçekleşen Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında yüzde 50 seviyesindeki politika faizini 250 baz puan düşürerek yüzde 47,5 seviyesine çekti. Son 8 faiz kararı toplantısında da politika faizi yüzde 50 seviyesinde tutulmuştu.
Uzmanlar Faiz Kararını Değerlendirdi
Uzmanlar, Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun politika faizini 47,5’e düşürmesine ilişkin değerlendirme yaptı. Ekonomist Serap Durusoy, hane halklarının hissettiği enflasyonun yüksek kalmaya devam edeceğini söyledi. Bunun ana nedeni ise gıda harcamalarının ve kira giderlerinin harcama kalemi içerisinde çok büyük bir pay oluşturması. Durusoy, konuşmasına şöyle devam etti:
Ekonomist Serap Durusoy, şunları söyledi:
“MB’nin gevşeme döngüsüne dair beklentiler kuvvetliydi. Düne kadar 250 baz puan dillendirilmezken dün açıklanan 2025 Para Politikası Metni’nde özellikle toplantı sayısının 12’den 8’e inmiş olması bir anda daha şahin bir faiz indiriminin geleceği beklentisine yol açtı. Ayrıca asgari ücretteki artış da bu eğilimi güçlendirdi. 2023 yılı sonrası yapılan ilk faiz indirim kararı alındı. Merkez Bankası son PPK metninde gıda enflasyonu ve konut fiyatlarında çok ciddi bir artış olduğunu ancak bunların MB para politikasının etki alanı dışındaki gelişmeler olduğunu belirtmişti. Bu durum MB’nin bir faiz indirimine gitme beklentisini artırmıştı. Ama açıkçası 250 baz puan oldukça şahin bir indirim oldu. Bu PPK metninden toplantı bazlı indirimlere devam edileceği yönünde de genel bir çıkarıma gidilebilir. Ayrıca metin enflasyon konusunda da diğer metinlere göre oldukça iyimser bir tavır sergiliyor.
Faiz indirimi kararıyla birlikte koridor da 300 baz puandan 150 baz puana indirildi. Yani hem alt hem de üst koridorda bir daralma var. Öte yandan bundan sonraki süreçte acaba bu indirimler hızlı bir şekilde devam eder mi? Asıl önemlisi de bu olacak. Fakat toplantı sayısının geçen yıllara göre azalması her toplantıda bir faiz indirimi olabileceği beklentisini de açıkçası güçlendiriyor. Her ne kadar Merkez Bankası’nın bu karar metninde enflasyonun düşeceğine dair oldukça ılımlı bir hava söz konusu olsa da hane halklarının hissettiği enflasyon maalesef yüksek kalmaya devam edecek. Bunun da ana nedeni özellikle gıda harcamalarının ve kira giderlerinin hane halklarının harcama kalemi içerisinde çok büyük bir pay oluşturması.
“Çok Kritik Bir Döneme Girdik, İşimiz Zor”
Öte yandan ekonomist Nesrin Nas, ”Son kasım toplantısında Merkez Bankası faizi yüzde 50’de bıraktı ama indirim yapacağının sinyalini vermişti” dedi. Ardından şu değerlendirmeyi yaptı:
”Merkez Bankası’nın aylık enflasyonunun ana eğiliminde mevsimsellikten arındırılmış orana baktığımız zaman Merkez Bankası bunun son çeyrekte aylık olarak yüzde bir buçuk dolaylarında olmasını öngörüyordu. Yüzde 1,5’a indi mi? Hayır inmedi. Şimdi ekimde manşet enflasyonu ne kadar? Yüzde 2,88 mevsimsellikten arındırılmış 2,53 aylık yani bunlar. Kasımda manşet 2,24 mevsimsellikten arındırılmış 2,93. Yani belirgin bir düşüş sağlanmadı. Bırakın belirgin bir düşüş olmayı yüzde 1,5 öngörüsü tutmadı Merkez Bankası’nın. Buna rağmen Merkez Bankası bir faiz indirimi yaptı.
Erdoğan’ın da bu konuda sözlerini biliyoruz. Özellikle reel sektörün ciddi bir faiz indirimi beklediğini biliyoruz. Aslında Merkez Bankası böyle 250 baz puanla böyle bir adım attı. Yeni yılla beraber yeniden değerleme oranının devreye girmesiyle kamunun yönettiği ve yönlendirdiği fiyatlar nedeniyle de ocak ve şubat hatta martta ayında enflasyonun yukarı çıktığını göreceğiz. O takdirde Merkez Bankası yeniden faizi yukarı doğru alır mı yoksa bu faiz indirim süreci devam eder mi? Bunu bundan sonra çok fazla açıkçası Merkez Bankası’nın belirleyeceğini düşünmüyorum. Yani biraz daha siyasetin belirleyici olduğu bir sürece girdik gibime geliyor. Sektörel enflasyon beklentilerinde de aralık ayında açıklandı. Orada verilere göre 12 ay sonrası yıllık enflasyon beklentisinde piyasa katılımcıları için yüzde 21,1 ve reel sektörün yüzde 47,6 hane halkı yüzde 63,1’di. Merkez Bankası’nın öngörüsüyle hem piyasanın hem de reel sektörün öngörüsü arasında çok büyük bir makas var. Çok kritik bir döneme girdik diye düşünüyorum. İşimiz biraz zor.”
”Program Bir Revizyona İhtiyaç Duyuyor’
”Herkesin tahmin ettiği şey oldu” diyen ekonomist Hakan Yılmaz ise şu değerlendirmeyi yaptı:
”Asgari ücrete ilişkin kararın öne çekilmesine ve orada bir kararlılık duruşunun mesajının verilmesi gibi faktörler de etkili oldu. Açıkçası bizim değerlendirmemiz, özellikle enflasyonun hala yüksek olması ve enflasyonun aşağıya doğru bir eğilimde düşme göstermesi konusundaki emareler hala kuşku verici. Hedeflendiği gibi bir düşüş olmayacak. Kamu maliyesi tarafında bütçe açığı hala kritik. 2023 Mayıs ayından sonra başlayan ve devam eden programın sürdürülebilirliği konusunda tereddütler var. Bu anlamda da program bir revizyona ihtiyaç duyuyor. Merkez Bankası’nın ekonomi yönetimiyle daha uyumlu çalışması lazım. Mesela enflasyonun yıllık hedefleri açıklanmıyor, tahminler olarak ortaya konuluyor. Tahmin, bir hedef olamaz. Bizim tahminlerimizin sapmasını düşünürseniz örneğin 2024 yılı enflasyon tahmini yaklaşık yüzde 200 üzerinde saptı. 2025 yılı daha mürekkebi kurumadan sapma yüzde 50’leri buldu.
Programa ilişkin toplumsal desteğe de ihtiyaç var. Asgari ücret artışı, emekli aylıklarına yönelik olarak gelecek hafta ortaya çıkacak olan açıklamalarda yani burada programa olan toplumsal güveni azaltıyor. Piyasada şu an kredi maliyetleri oldukça yüksek, kredilere ilişkin katı sınırlamalar var. Burada en kritik faktör, enflasyondu. Enflasyonun düşmesi noktasında tereddütlü bir yapı var. Sonuç olarak faizdeki bu düşmenin piyasada kredi hacminde de bir genişleme yapacağı konusunda kaygım var. Herkes iki, üç ay sonrasını görmek isteyecektir.”
”Borçlu Olanlar, Özellikle Kredi Borcu Olanların Faizi Düşecek”
Ekonomist Şenol Babuşcu, ise mevduat faizlerinin de 250 baz puan düşeceğini belirtti:
”Şimdi tüm faiz oranlarına yansıyacak. Bu mevduat faizleri de 250 baz puan düşecek. Kredi faizleri düşecek. Şirketler ve bireyler açısından vereceği oldukça önemli çünkü faiz altında ciddi boyutta eziliyorlardı. Bundan sonraki süreçte en azından faiz çıkıyor ve görüşlerini artırmış olacak. Ve bu sefer yüksek indirim yapması, ocak-şubat aylarında da indirimin devam edeceğini gösteriyor. Borçlu olanlar, özellikle kredi borcu olanların faizi düşecek. Tasarruf saatleri de daha düşük faiz almaya başlayacaktır.”