13.5 C
İstanbul
25 Mart 2025, Salı

Ayşegül Doğan: Rojava, Türkiye’nin Güvenliğine Tehdit Değil

(ANKARA)- DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, Rojava’nın Türkiye’nin güvenliğini tehdit etmediğini belirtti. Mazlum Abdi’nin diyalog çağrılarına işaret eden Doğan, “Yıllardır oradan buraya çağrılar yapılıyor ve diyalog dışında herhangi bir talep yok. Peki buna karşı ne yapılıyor. Türkiye halklar aldatılmaya çalışılıyor” dedi.

Ayşegül Doğan Gündeme İlişkin Konuştu

DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin konuştu. Doğan, 19 Aralık 1978 tarihinde Maraş’ta Alevilere yönelik gerçekleştirilen katliamı andı. Ayrıca, “Hayata Dönüş Operasyonu” adı altında cezaevlerinde yaşanan katliamını da andı. Doğan, Maraş Katliamı’nın da diğer Kürt ve Alevi katliamları gibi devletin gözetiminde gerçekleştiğine dikkat çekti.

Rojava, Türkiye’nin Güvenliğine Tehdit Değil

Öte yandan, Doğan, Suriye’deki gelişmelere ilişkin de konuştu. Doğan, şunları söyledi:

“Son günlerde Suriye’de yaşananlar deyince Türkiye’de en çok Kürtler konuşuluyor. Biz DEM Parti olarak diyoruz ki, başta Türkiye olmak üzere hiçbir ülke de Suriye savaşı üzerinden güç tahkim etmemeli. Suriye’de tüm farklılıklar kimlikle ve inançlar eşit ve özgür bir şekilde yaşamalı.Tüm kesimlerin iradesini yansıtan bir siyasi çözüm ortaya çıkmalı ve Türkiye’de bu konuda engelleyici değil, destekleyici bir güç olmalıdır. Böyle bir rol, misyon ve sorumlulukla yaklaşmalıdır”

Kuzey Doğu Suriye, Türkiye kamuoyuna anlatıldığı gibi Türkiye’nin milli güvenliği için birliği ve bütünlüğü için ya da sınır güvenliği için herhangi bir şekilde tehdit unsuru değildir. Hiçbir tehdit içermiyor Rojava. Bu gayet iyi biliniyor. Bu biliniyor olmasına rağmen daha önce çeşitli yöntemlerle diyalog kapıları aralanmadı.  Bu diyalog yıllar önce sağlandı. Oraya geri dönmek gerekiyor. O ruha yeniden sahip çıkmak gerekiyor.

Mazlum Abdi’nin Çağrısı

Ardından Doğan, şöyle konuştu:

“Ben size Mazlum Abdi’nin son yaptığı çağrıyı alıntılamak istiyorum. Diyor ki ‘Suriye’nin genelinde kapsamlı bir ateşkese yönelik bağlılığımız teyit etmek için Kobanî’de silahsızlandırılmış bir bölge oluşturulmasına hazır olduğumuzu duyuruyoruz. Bu inisayitif Türkiye’nin güvenlik kaygılarını gidermek ve bölgedeki kalıcı istikrarı sağlamak için önemli.’ Yıllardır oradan buraya çağrılar yapılıyor ve diyalog dışında herhangi bir talep yok. Peki buna karşı ne yapılıyor. Türkiye halkları aldatılmaya çalışılıyor. “

Öte yandan Doğan, şunlar söyledi:

“Bir halk gerçekliğinden ve bu gerçekliği kabulünden bahsediyoruz.  Bu yüzyılda ne Türkiye’de ne de Ortadoğu’da hiçbir denklem ama hiçbir denklem bu halk gerçekliğini görmeden, yani Kürtleri denklem dışı bırakmaya çalışarak sağlanamaz. Bu hakikati görmeye DEM Parti olarak tekrar iktidarından muhalefetine tüm Türkiye’yi davet ediyoruz. Artık Suriye’de yaşayanların iradesini tecelli edeceği bir yöntem oluşmalı ve geleceklerine Suriyeliler karar vermelidir. Madem Suriye Suriyelilerindir ki bu konuda hem fikiriz. O halde orada yaşayan insanlar nasıl yaşayacaklarına, hangi modelle yaşayacaklarına kendileri karar vermelidir. Bugün 4 ülkede yaşayan Kürtler, tarihsel bir parçalanmışlığın neticesinde bu şekilde yaşıyorlar. Önümüzdeki yüzyıl; Kürtleri bu denklemin dışında tutmaya çalışan yani kazanımları tehdit olarak gören herkesin kaybedeceği bir yüzyıl olacak. “

DEM Parti-Öcalan Görüşmesi

Türkiye’de bir yandan bir diyalog mu oluyor yok Kürt meselesinde bir çözüm seçeneği mi masada tartışmaları sürüyor. Bugün gelinen noktada hala süren bir tecrit gerçekliği var. Üstelik Adalet Bakanı sorulan sorulara; müsait bir zamanda bütçe bittikten sonra İmralı DEM temasının nasıl olacağına ve ne zaman olacağına daha doğrusu karar vereceğini söylüyor.  Buradan Adalet Bakanı’na da bir çağrı yapmak istiyoruz. Tecridi sürdürerek bir hukuksuzlukta ısrarın fotoğrafı var ayan beyan. Bir işkence yönteminde bir insan hakları ihlallerinde bir ısrar var. Bu ısrardan vazgeçin artık. Müsait bi zaman bir keyfilik göstergesidir. İnsan haklarına temel haklara böyle yaklaşmak mümkün değil. Bu hukuksuzluğu daha fazla sürdürmemelerini tavsiye ederiz. 

Bizim önerimiz ve tavsiyemiz; Türkiye’nin içerde ve dışarda tutarlı bir politika izleyerek tecridi kaldırması, Sayın Öcalan’a giden yolu açması, Kürt meselesinde demokratik ve barışçıl bir çözüme yönelmesi ve Türkiye’nin komşusu olarak yaşayan Kürtlere sahici eşitlikçi adil bir şekilde diyalog kurarak yaklaşmasıdır. Bunları birbirinden ayırmak mümkün değildir. 

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK HABERLER

BİZİ TAKİP EDİN

289,397BeğenenBeğen
2,317TakipçiTakip Et
20,344TakipçiTakip Et
1,237AboneAbone Ol
- Reklam -

EN SON HABERLER