12.9 C
İstanbul
25 Mart 2025, Salı

Britanya Alevi Federasyonu: Ortadoğu, Ortadoğu Halklarınındır!

(KÖLN) – Britanya Alevi Federasyonu (BAF), Suriye’de Heyet Tahrir Şam (HTŞ) öncülüğündeki cihatçı örgütlerin Şam’a girmesinin ve devlet başkanı Beşar Esad’ın ülkeden ayrılmasının ardından oluşacak kaos sebebiyle Alevi, Kürt, Süryani, Ermeni ve Çerkes halklarının yaşamlarının tehlike altında olduğunu belirterek kamuoyuna bir açıklamada bulundu.

BAF, açıklamasında, “Emperyalist bloklar arasındaki egemenlik savaşı, Suriye halkları için daha fazla acıya ve katliama yol açmaktadır. Orta Doğu, Orta Doğu halklarındır ve halkların iradesi dışında hiçbir çözüm kabul edilemez.” ifadelerine yer verdi.

Suriye: Emperyalizmin Yeni Oyun Alanı

BAF, açıklamasında Suriye’de 12 gün içerisinde yaşanan rejim değişikliği sonucu bölgede yaşayan halklar için yeni tehditler oluşturduğunu, özellikle Alevi ve Kürtlerin statülerinde ciddi sorunlar yaşanacağını vurguladığı açıklamasında, Alevilerin haklarını teminat altına alacak bir yaklaşım geliştirilmesinin elzem olduğunu vurguladı.

Alevilerin, Kürtlerin ve bölgedeki diğer halkların artık sadece emperyalizmle değil, aynı zamanda gerici rejimlerle de mücadele etmesinin zorunlu olduğunu belirten BAF, egemenliğin yerel halklara ait olduğunun altını çizdi.

BAF’ın Açıklamasının Tam Metni

BAF, yazılı açıklamasında şunları kaydetti:

“Suriye’deki son gelişmeler, özellikle Alevi toplumu açısından büyük bir tehdit ve güvenlik endişesi oluşturmaktadır. Emperyalist güçler, bölgeyi yeniden şekillendirmek için İsrail ve Türkiye gibi ülkeler aracılığıyla Orta Doğu’da egemenlik mücadelesini tırmandırmaktadır. Bu süreçte, Rusya ve İran’ın etkisiz hale getirilmesi ve bölgesel sınırların emperyalist çıkarlar doğrultusunda yeniden çizilmesi hedeflenmektedir. Çok parçalı bir federasyon yapısının oluşturulması planlanmakta ve bu durum, özellikle Alevilerin, Kürtlerin ve diğer etnik ve dini toplulukların statülerinin tehdit altına girmesine neden olmaktadır.

Saray rejimi, Esad rejimini köşeye sıkıştırarak, Suriye’deki Alevilerin ve Kürtlerin statü kazanmalarını engellemeye çalışmaktadır. Bu çerçevede, Alevi toplumu, Suriye’deki iç savaşın en fazla etkilenen kesimlerinden birini oluşturmuş ve hem askeri çatışmalar hem de sivil yerleşim alanlarına yönelik saldırılar nedeniyle büyük kayıplar vermiştir. Alevi köyleri sürekli olarak tehdit altındadır ve birçok kişi, güvenlik kaygılarıyla göç etmek zorunda kalmıştır. Bu durum, Alevilerin demografik yapısını değiştirmiş ve entegrasyon sorunları yaratmıştır.

Alevilerin yaşadığı baskı ve zulüm, derin bir psikolojik etki yaratmış ve toplumsal yapıyı sarsmıştır. Alevilere yönelik şiddet ve ayrımcılık, derhal son bulmalı ve Alevilerin güvenliği sağlanmalıdır. Suriye’deki çözüm sürecinde, Alevilerin haklarını ve güvenliğini teminat altına alacak bir yaklaşım benimsenmelidir. Alevi toplumu, sadece Esad rejimiyle değil, tüm emperyalist ve gerici güçlerle mücadele etmek zorundadır. Emperyalist bloklar arasındaki egemenlik savaşı, Suriye halkları için daha fazla acıya ve katliama yol açmaktadır.

Türk devleti ve SMO’nun, özellikle PYD’nin kontrolündeki Tel Rıfat ve Şehba’ya yönelik saldırıları ve işgali, bölgedeki tüm halklar için büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Bu süreçte, Alevi, Kürt, Arap, Süryani, Ermeni ve Çerkes halkları, savunma seferberliğiyle özsavunma pozisyonu alarak bu saldırılara karşı direnmektedirler. Bu dayanışma, bölgedeki halkların eşitlik ve özgürlük mücadelesinin bir ifadesidir.

Alevilerin ve diğer Orta Doğu halklarının geleceği, yalnızca emperyalist müdahalelere karşı koymakla değil, aynı zamanda bölgedeki halkların eşitliği ve özgürlüğü için mücadele etmekle mümkün olacaktır. Esad rejiminin devrilmesiyle ortaya çıkan boşluk, yalnızca yerel halkların iradesiyle doldurulmalıdır. Tüm emperyalist güçler ve gerici aktörler Suriye’den çekilmeli, Orta Doğu’nun sınırlarını yeniden çizme çabalarına karşı halkların iradesine saygı gösterilmelidir.

Bu nedenle, Alevilere yapılan zulmü kınayarak, emperyalizm, yayılmacı politikalar ve şeriatçı çetelere karşı mücadeleyi büyütmeliyiz. Tüm bu güçlere karşı, halkların özgürlüğü ve eşitliği için birleşmeli ve Orta Doğu halklarının kendi kaderini tayin etme hakkını savunmalıyız. Orta Doğu, Orta Doğu halklarındır ve halkların iradesi dışında hiçbir çözüm kabul edilemez.”

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK HABERLER

BİZİ TAKİP EDİN

289,397BeğenenBeğen
2,317TakipçiTakip Et
20,344TakipçiTakip Et
1,237AboneAbone Ol
- Reklam -

EN SON HABERLER