(VAN) – Van Kent Konseyi, olağanüstü gündemle bir araya geldi. Toplantıdan sonra sonuç bildirisi yayınlayan konsey, kayyım uygulamalarını kabul etmeyeceklerini ifade etti. Ayrıca, kayyımın “darbevari” bir uygulama olduğunu dikkat çekti.
Van Kent Konseyi Olağanüstü Toplandı
Van Büyükşehir Belediyesi, 8 yıl aradan sonra Van Kent Konseyini kurmuştu. Konseyin tüm bileşenleri olağanüstü gündemle bir araya geldi. Kent Konseyi toplantısına, Van Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanları Neslihan Şedal ve Abdullah Zeydan, DEM Parti Van İl Eşbaşkanı Veysi Dilekçi, DEM Parti Van Milletvekilleri Mahmut Dündar ve Zülküf Uçar, ilçe belediyelerinin eşbaşkanları, kentteki sivil toplum örgütleri, siyasi parti temsilcileri ile kent dinamikleri yer aldı.
Zeydan’dan “Kayyım” Açıklaması
Daha sonra Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Abdullah Zeydan konuştu. Zeydan, “31 Mart seçimleri ile birlikte AKP’li kayyım gasplarına karşı, zulme karşı adaletsizliğe karşı, Van halkı kendi kimliğini kültürünü, dilini, barışı, demokrasiyi adaleti savundu. AKP’li adayların bütün devletin imkanlarını kullanmalarına rağmen Van halkı bu hırsızlık ve yoksulluk düzeni olan kayyım düzenine büyük bir itirazla 14 belediyenin 14’ünü de kendi partisine kazandırdı. Van halkı bir tarih yazdı” dedi
Ayrıca, Zeydan şunları kaydetti:
AKP Genel Merkezinden birkaç kişinin ortak girişimiyle Van halkının iradesine, mazbatasına çökmeye çalıştılar. Gasp etmeye çalıştılar. O seçim sonuçlarından hiç dersler çıkarmayarak yeniden bir gasp girişimine soyundular. Orada da Van halkı görkemli bir şekilde kendi iradesini onurunu korudu. Hakkari’yle başlayan, Bahçesaray ile devam eden bu gasp girişimi, halkların varlığını ortadan kaldıran rejim düzenidir. Bir yolsuzluk, hırsızlık düzenidir. Siz ısrarla Kürt halkının iradesine çökerek, kimseye bir fayda sağlayamazsınız. Bu halkın varlığını bu halkın iradesini kabul edeceksiniz” diye konuştu.
“Vicdan Ve Adalet Karşısında Bunlar Yenilecekler”
Öte yandan, toplantıda Belediye Eşbaşkanı Neslihan Şedal da konuştu. Şedal, “Yerel demokrasinin yerleşmesi için ortak akılla hareket edeceğimizi söyledik ve bunun gereğini yapıyoruz” dedi. Ayrıca, “Halkın dilini, kültürünü tanımıyor, kadın, gençleri ve halkı tanımayan bir iktidar var” diye kaydetti.
Ayrıca, Şedal şunları söyledi:
“Yüzyıldır Kürt halkına karşı bir imha politikası sürüyor. Sürekli, tutuklama, gözaltı, katliam ve iradesinin yok sayılıyor. Bugün de yüzyıldır sürdürülen kirli politikaları kayyımlarla devam ettirmek istiyorlar. Vicdan ve adalet karşısında bunlar yenilecekler. Bugün kentin ihtiyacı kayyım atama değil, kentte yaşanan yoksulluk, göç ve diğer sorunlarının çözümüdür. Biz, el ele vererek bu haksızlık ve hukuksuzluğa karşı birlikte hareket etmemiz gerekiyor. Kayyımlar, ekonomik tahribatın yanında toplum üzerinde çok ağır özel savaş politikaları yürüttü. Bu gün geçtikçe derinleştirdi. Bunun karşısında durmak hepimizin görevidir. Bizim ittifakımızı ve gücümüzü birleştirerek bu kirli politikalara karşı çıkmamız gerekiyor.”
Kent Konseyi: Darbevari Uygulamaları Kabul Etmiyoruz
Konuşmaların ardından, kent konseyi sonuç bildirisini Divan Başkanı Diba Keskin okudu. Bununla beraber, bildiri, 31 Mart seçimlerinin ardından yaşanan mazbata krizi sürecini hatırlattı. Ayrıca, benzeri uygulamanın yeniden hayata geçirilmek istenmesini belirtti. Bununla beraber, hiçbir kayyım rejiminin halk tarafından kabul edilmeyeceğini ifade etti. Öte yandan, bildiride şu ifadeler yer aldı:
“Van halkının seçtiği Belediye Eşbaşkanı Abdullah Zeydan görevinin başındadır. Halkımızın seçimle belirlediği belediye yönetimlerine yönelik anti demokratik, hukuk dışı, darbevari uygulamaları, hukuk dışı kayyım girişimlerini kabul etmiyoruz, etmeyeceğiz. Tüm kesimlerin, anti-demokratik bu girişimlerin açığa çıkaracağı ağır toplumsal risklerin farkında olması, gerekli hukuki ve demokratik süreçlerin hızlıca işletilmesi halkın yararınadır.
Van halkının; kurumları, demokratik kitle örgütleri, STK’leri, sendikaları ve bir bütün olarak temsilcileri ve öncüleri olarak, özelde ilimizde genelde ise ülkemizde yaşanan ve yaşatılmaya çalışılan anti-demokratik ve kaotik ortamların son bulmasını, ülkemizin ekonomik, sosyal, siyasal vb. tüm konularda insan hak ve özgürlüklerine kavuşması gerektiğini söylüyoruz.Halkımız, gençlerimiz ve çocuklarımızın geleceği için insan onuruna yakışır yaşam ve hizmet üretilmesi gerekir.
Kentin seçilmiş iradesiyle, demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü bir yaklaşımla, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik şartına uygun bir belediyecilik anlayışıyla yaşanabilir bir kent kurulması hepimizin sorumluluğundadır. Birlikte bu sorumluluğun gereğini yerine getireceğiz. Halkın gerçek iradesiyle seçilmiş bütün eşbaşkanlarımız ve meclis üyelerimizin yanında olduğumuzu beyan eder ve deklere ederiz.”