(İSTANBUL) – Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanarak yerine kayyım atanmasına karşı ilçede başlatılan demokrasi nöbeti sürüyor.
Türkiye’nin dört bir yanından dün CHP’li il başkanları İstanbul’a gelerek Esenyurt’taki demokrasi nöbetine katıldı. 26. gününü deviren nöbet, destekçisi eksilmeden, hız kesmeden devam ediyor.
Çeşitli İllerden Gelen İl Başkanları Nöbete Katıldı
Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanarak yerine kayyım atanmasına karşı CHP’lilerin ilçede başlattığı nöbet sürüyor. Esenyurt Cumhuriyet Meydanı’ndaki nöbete CHP Genel Başkan Yardımcıları Ensar Aytekin, Deniz Yavuzyılmaz ve Özgür Karabat, İstanbul Milletvekili Yunus Emre ile Türkiye’nin dört bir yanından gelen CHP’li il başkanları katıldı.
CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, 81 il başkanı ile birlikte olduklarını belirterek şunları söyledi:
“Esenyurt halkının iradesine bir darbe vuruldu. Biz 26 gündür burada, bu meydanda bir demokrasi nöbeti gerçekleştiriyoruz. İstanbul’un dört bir yanından, Türkiye’nin dört bir yanından partililerimiz dayanışmak amacıyla buraya geliyorlar. Esenyurt halkı burada bizi yalnız bırakmıyor ve İstanbul’un dört bir yanından çok çeşitli sivil toplum kuruluşları, siyasi partiler, dernekler, sendikalar, sivil toplum kuruluşları dayanışma amacıyla nöbetimize destek veriyor. Biz, bu demokrasi darbesi ortadan kalkana kadar Esenyurt Meydanı’nda bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Esenyurt Meydanı’ndan sadece Esenyurt için değil, aynı zamanda Tunceli, Ovacık, Mardin, Halfeti, Batman için de adalet çığlığımızı dileğimizi getireceğiz. Bu ülkede demokrasi, adalet, özgürlük için ve bu ülke insanının refah ve mutluluk içerisinde yaşayabilmesi için mücadelemizi sürdüreceğiz.”
“31 Mart’taki irade, iktidarı değiştirme iradesidir”
Akdeniz Bölgesi adına konuşan Adana İl Başkanı Anıl Tanburoğlu, “31 Mart’ta milletin ortaya koyduğu irade, sadece CHP’yi birinci parti yapan irade değildir. Aynı zamanda iktidarı değiştirme iradesidir. Bugün Esenyurt’ta bir araya gelen sizler, demokrasi sevdalıları, CHP’liler, Kürt demokratlar, muhafazakâr demokratlar, milliyetçi demokratlar, kurmuş olduğunuz Türkiye ittifakıyla Tayyip Erdoğan’a ‘Gideceksin’ dediniz. İşte buna indirilen bu darbeye karşı bütün Akdeniz Bölgesi olarak arkanızdayız, yanınızdayız, faşizme karşı omuz omuzayız bu meydandayız” diye konuştu.
“Ahmet Özer şiddeti kesinlikle reddeden bir kişidir”
Doğu Anadolu Bölgesi’ni temsilen Van İl Başkanı Seracettin Bedirhanoğlu, şöyle konuştu:
“Haksız ve hukuksuz şekilde görevden alınan, tutuklanan Ahmet Özer Vanlı bir hemşehrimizdir. İkimiz de Muradiye doğumluyuz. Benim abim sayılır. Abimle de sınıf arkadaşıdır. Ahmet Hoca çok zorlu şartlarda bizlere eğitim olarak örnek olmuş bir insandır. Ahmet Hoca’nın bugüne kadar şiddetten uzaktan yakından ilgisi olmamıştır. Şiddeti kesinlikle reddeden bir kişidir. Bu özelliğini tüm Van halkı bilmektedir. Rektörlük görevi nedeniyle Mersin’de yaşamaktaydı. Senenin belirli zamanlarını Van’da geçirirdi. Van’a geldiğinde tüm kesimleri ziyaret eder ve onları dinlerdi. Bunu en iyi Van’da yaşayan AK Partililer bilir. Ahmet abi çok iyi bir bilim insanıdır. Toplum meselelerine kafa yoran bir düşünürdü aynı zamanda. Okuduğu okulları hep birincilikle bitirmiştir. Onun yeri cezaevi değil, Esenyurt Belediyesi’dir. Onu tutuklayanlar bir an önce bu yanlışlardan vazgeçmelidirler. AKP sadece kendine Müslüman bir partidir.”
“CHP’li belediyeler sosyal belediyeciliğe devam edecekler”
Ege Bölgesi adına konuşan Uşak İl Başkanı Sevinç Yazgan, şunları dile getirdi:
“Anlaşılıyor ki halkın iradesi gasp edilmeye devam edecek. İktidarın bu keyfi uygulamalarını kabul etmiyoruz. Adalet yerini bulana kadar meydanlardayız. Önceki dönemlerde bölgesel olan bu hukuk dışı uygulamanın tüm Türkiye’ye yayıldığı ve demokrasiye kastetmek adına bir adım daha ileriye gidildiğini görüyoruz. Bu uygulamalar, ülkemizdeki çocuklar yoksulluk ve sahipsizlikten ölürken gözlerini para hırsı bürüyen, insanlıktan uzak bebek katillerine meydanı bırakarak sağlık sistemini para kazanma üstüne kuran; memurun, emeklinin, dul ve yetimin, asgari ücretlinin ve öğrencinin enflasyon ve hayat pahalılığı karşısında ezildiğini görmeyen iktidarın gündemi değiştirme çabasından başka bir şey değildir. 31 Mart’ta halkımız CHP’yi birinci parti yapmıştır. Ülke genelinde 414 belediyeyi yönetmek üzere CHP’li belediye başkanlarına yetki vermiştir. CHP’li belediyeler israfa ve yolsuzluklara dur deyip sosyal belediyeciliğin en güzel örneklerini vermeye devam edeceklerdir. Baskılar bizi yıldırmaz. Asla pes etmeyeceğiz. Hak, hukuk, adalet için mücadelemizden geri adım atmayacağız. Halkın iradesine saygı duymayanlara karşı buradayız, burada olmaya devam edeceğiz.”
İç Anadolu Bölgesi’ndeki il başkanlarını temsilen Karaman İl Başkanı Ahmet Recai Evcen konuştu:
“Kayyım siyaseti, yönetim krizinin bir yansımasıdır. Belediyeler, halkın seçilmiş iradesidir ve bu iradeyi hiçe saymak, devletin devlet olma vasfını zedelemektedir. Esenyurt’ta bugün yaşananlar, geçmişte başka şehirlerde gördüğümüz uygulamaların maalesef devamı olmuştur. İktidara sesleniyoruz. Milletin seçtiği belediye başkanlarına baskı uygulayıp görevden alarak mı halkın sorunlarını çözeceksiniz? Ekonomik krizi, artan işsizliği, düşük emekli maaşlarını, hayat pahalılığını ve adaletsizlikleri kayyım atayarak mı gidereceksiniz? Biz CHP olarak halkın iradesine uzanan bu elleri indirmek için mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Eşit, adil ve özgür bir Türkiye için halkın kendi seçtiği idarecilerle yönetileceği bir düzen kurmak boynumuzun borcudur. Halkın oylarına yapılan saygısızlığı kabul etmiyoruz.”
Marmara Bölgesi’ni temsilen Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, şöyle konuştu:
“Haftalardır burada Esenyurt halkıyla birlikte bir direniş öyküsü yazılıyor. Uydurulmuş belgelerle, hayali gizli tanıklarla Türkiye’nin en büyük ilçe belediyesine el koyup Esenyurt Belediye Başkanımız Ahmet Özer’i tutukladılar. Kafalarındaki planın bir parçası olan kayyımlar ve hukuk ihlallerinin amacı açıktır. Yurttaşın seçme ve seçilme hakkı elinden alınmak istenmektedir. ‘Biz istediğimiz kişiyi istediğimiz yere başkan yaparız. Sizin seçtiğiniz kişinin önemi yoktur’ denmiştir. Demokrasinin bir işlevinin kalmadığı algısını halka kabul ettirmek istiyorlar. Kara para aklayanları, çeteleri ve katilleri tahliye edip seçilmiş belediye başkanlarını içeride esir tutarak mevcut hukukun artık geçersiz olduğu algısını halka kabul ettirmek istiyorlar. Ne yazık ki ülkemizde para için bebeklerin öldürüldüğünü çok önceden hiçbir şey yapmayan bir il sağlık müdürünün payına Sağlık Bakanlığı, Türkiye’nin en büyük ilçesinden oyların yarısını alarak belediye başkanı seçilen Ahmet Özer’in payına mahpushane düşüyor.”