(KÖLN) – AKP-MHP hükümetinin kurdurduğu Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi (ABKC) Başkanlığı’nın Ardahan’ın Damal ilçesi Burmadere Köyü muhtarına baskı yaparak köydeki cemevinin tapusunu istemesine Alevi kurumları yazılı bir açıklamayla tepki gösterdi.
ABKC Başkanlığı’nın cemevinin tapusunu istemesine karşı geldiği için Burmadere Köyü Muhtarı Şahismail Göyük “Terörle Mücadele” ekipleri tarafından 202 Ekim 2024’te gözaltına alındı. Muhtar Göyük, savcılıkta verdiği ifadenin ardından denetimli olarak serbest kaldı.
Alevi Kurumları ABKC Başkanlığı’na Karşı Ortak Açıklama Yaptı
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD), Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF), Türkiye Alevi Federasyonu (TAF), Alevi Kültür Dernekleri (AKD) ve Damal Dernekler Federasyonu, cemevi tapusunun istenmesine ve muhtarın gözaltına alınmasına “Biz Alevi kurumları ve Cemevleri olarak muhtarımızın yanındayız. İnancımızdan ve Cemevlerimizden kirli ellerinizi çekin!” başlığıyla tepkisini gösterdi.
Alevi Kurumlarının Ortak Açıklamasının Tam Metni
Vaatlerle biat etmeye çalıştırılan toplumumuzu şimdi baskılarla biat ettirmeye çalışıyorlar.
Turizm ve Kültür Bakanlığı’na bağlı olarak kurulan Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı, köy muhtarlarına baskı yaparak cemevi tapularını istemekte ve başkanlığa bağlanmasını talep etmektedir. Ardahan ili Damal ilçesi Burmadere (Sors) köyü muhtarı Şahismail Göyük, cemevlerimize yönelik uygulanan asimilasyona ve bu baskılara karşı çıktığı için çeşitli algı ve bahanelerle gözaltına alınmış, savcılıkta denetimli serbest bırakılmıştır. Kendisi, halkımızın iradesi ve oylarıyla seçilmiş muhtarımızdır ve yalnız değildir. Biz Alevi kurumları ve cemevleri olarak muhtarımızın yanındayız.
“Devlet ve hiçbir kamu görevlisi inançları tarif edemez”
Alevilerin ibadeti cemdir, ibadet yeri cemevleridir. Asimilasyon ve inkâr politikalarıyla kurulan Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı olarak kurulan Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı bizi temsil etmiyor; bunu asla kabul etmeyeceğiz. Alevilerin inancını folklorik bir yapı içinde göstermek hiç kimsenin haddi de hakkı da değildir. Bu yaklaşım, Alevi inancını yok saymaktır. Kadimden bugüne kadar yol önderlerimiz, pirlerimiz, analarımız ve âşıklarımız asla yollarından ve inançlarından dönmemiş, biat etmemiş, diz çökmemiş ve el açmamıştır. Onlarca kıyım, katliam ve sürgüne rağmen pir, talip, mürşit, rehber ilişkileri rızalık şehri esasına göre yürütülmüştür. Devlet ve hiçbir kamu görevlisi inançları tarif edemez.
“Asimilasyona ve inkara teslim olmayacağız”
Biz Alevi yurttaşlar olarak, demokratik, laik, çağdaş, temel hak ve özgürlüklerin, hukukun ve adaletin paylaşımının tüm halklara eşit uygulandığı bir Türkiye Cumhuriyeti’nde anayasa önünde eşit olarak kardeşçe yaşamak istiyoruz. İnancımızdan ve cemevlerimizden kirli elinizi çekin! Haksızlığa, ihbarcılığa, tekciliğe, asimilasyona ve inkâra asla teslim olmayacağız, izin vermeyeceğiz.
“İnadına barışı, inadına kardeşliği, inadına ortak yaşamı savunduk”
Biz Aleviler, inadına tüm halklarla, inançlarla, kültürlerle ve dillerle kardeşçe bir arada, laik ve demokratik bir cumhuriyette eşit olarak yaşamak istiyoruz. Bugüne kadar Aleviler olarak inadına barışı, inadına kardeşliği, inadına ortak yaşamı, temel hak ve özgürlükleri, hukukun üstünlüğünü ve tam bağımsız Türkiye’yi savunduk, savunmaya da devam edeceğiz.”