(DİYARBAKIR) – Diyarbakır Valiliği’nin yasakladığı miting için Sanat Sokağı’nda toplanan ve İstasyon Meydanı’na yürümek isteyen partililere polis izin vermedi.
Emniyet yetkililerinin DEM Partililerle yaptığı görüşmeler sonucunda, Sanat Sokağı’nda basın açıklaması yapılmasına müsaade çıktı. Açıklama canlı yayınlanıyor.
Mitingine İzin Verilmeyen DEM Parti, Sanat Sokağı’nda Açıklama Yaptı
DEM Partililer, Diyarbakır Valiliğince yasaklanmasına karşın İstasyon Meydanı’nda yapacaklarını duyurdukları “Büyük Özgürlük Mitingi” için bir araya geldi. Kentte sabah erken saatlerden itibaren polis ekipleri, mitingin yapılacağı belirtilen İstasyon Meydanı ile kentin birçok noktasında yoğun güvenlik önlemleri aldı. Çok sayıda polis görevlendirilirken, birçok noktada TOMA’lar hazır bekledi. İstasyon Meydanı’na çıkan caddeler trafiğe kapalı.
Polisle Yapılan Görüşmeler Sonucu Sanat Sokağı’nda Açıklama Kararı Çıktı
Kentte öğle saatlerine doğru partililer toplandı. DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın kardeşi Mehmet Öcalan, DEM Partili Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Serra Bucak Küçük, DEM Partili milletvekilleri, DEM Parti ilçe ve ilçe belediye eş başkanları ile diğer katılımcıların yer aldığı grup, İstasyon Meydanı’na yaklaşık bir kilometre mesafede bulunan Sanat Sokağı’nda toplanmaya başladı. Toplanan grubun etrafında çember oluşturan polis, kalabalığın dağılması için uyarı anonsları yapmaya başladı.
Kalabalığın beklemeye devam etmesi nedeniyle emniyet yetkilileri alana gelerek, DEM Partililer ile görüştü. Buna binaen bir süre devam eden görüşmeler sonucunda İstasyon Meydanı’na yürünmesine izin çıkmadı. Öte yandan Sanat Sokağı’nda basın açıklaması yapılmasına müsaade ise çıktı.
Basın Açıklamasının Tam Metni
“Bugün karşılaştığımız tablo, ‘Türkiye barışını sağlayacağız’ diyenleri ters köşe yapan bir tablodur. Türkiye barışı böyle sağlanmaz. Türkiye barışı, bir devlet memurunun eş genel başkanımızın konuşmasına müdahale etmesiyle sağlanamaz. Bizim muhatabımız siz değilsiniz, bu ülkeyi yönetenlerdir. Türkiye’nin dört bir yanından on binlerce insan bu tecrit sistemini kınamak için yollara düştüler. Şu anda on binlerce insan Amed’in girişinde engellendiler. Komployla, tecritle nereye vardı bu ülke? Tecrit uyguladınız, İmralı’nın kapılarına kilit vurdunuz. Bu kilit aslında İmralı’ya vurulan bir kilit değildi. Türkiye halklarının ayaklarına pranga vurdunuz. Ekonomi çöktü, toplum çürüdü, toplumsal gerginlikler had safhaya çıktı. Eğer uygulamış olduğunuz tecrit başarılı olsaydı, bugün buraya tecridi kınamak için on binler seferber olmazdı. Politikanız iflas etti. Bunu artık kabul edin. Türkiye hem içeride hem dışarıda ciddi bir sıkışmışlık içerisindedir. Bizler bu ülkenin geleceğini düşünenler, bu ülkede eşit ve adil bir yaşam sürdürmek isteyenler… Onun için tecrite karşıyız.”
“Emekçiler geçinemiyor. İnsanlar, aç işsiz”
Öte yandan Bakırhan, Türk ve Kürt halkına bir komplo kurulduğundan bahsetti.
Bu komplo sistemi, Türk ve Kürt halkını kavga ettirmek, çatıştırmak için uluslararası güçler tarafından uygulanan bir yöntemdi. Bu komplo nerede boşa çıktı? İmralı’da boşa çıktı. İmralı, tarihsel Türk ve Kürt ittifakının, Kürt ve Türk halkının bir arada, demokratik bir cumhuriyette yaşaması için bu komployu boşa çıkardı. Sizler yasakçı tutumunuzla aslında Türkiye’nin demokratik geleceğine kilit vuruyorsunuz. Türkiye’nin geleceğine kötülük yapıyorsunuz. Bu komplo, Türkiye’yi çürüttü, batırdı. Emekçiler geçinemiyor. İnsanlar aç, işsiz. Bu ülkenin 3 trilyon dolarını Kürt anadilini konuşmasın diye güvenliğe harcadınız.
“Öcalan’ın uzatmış olduğu barış eli tutulmalıdır”
Son olarak Bakırhan, Kürt Meselesi’nin çözümü için İmralı ve TBMM’yi işaret etti.
Şimdi barış elini uzatan ‘Birlikte, demokratik bir şekilde yaşayalım’ diyen Öcalan’ın sesini kısamazsınız. Öcalan, Kürt halkının barış ve gelecek umududur. Öcalan’ı bir hücreye sığdıramazsınız. Türkiye’nin toplumsal barışa ihtiyacı var. Bu toplumsal barışın sağlanmasının da bir adresi İmralı. Diğer adres Ankara’da TBMM’dir. İmralı’nın kapılarını açın. Komplo, tecrit politikaları karşısında durmaya devam edeceğiz. DEM Parti, Türkiye’nin toplumsal barışının Türkiye’de sağlanmasına inanan, bunun mücadelesini veren bir parti. Öcalan’ın uzatmış olduğu barış eli tutulmalıdır. Buradan Meclis’e sesleniyoruz. Meclis, bu sorunu bir güvenlik sorunu olarak değerlendiremez.
Türkiye halkları neredeyse yaşayamayacak, evin ekonomisini çeviremeyecek bir noktaya geldi. Sebebi Kürt Sorunu’ndaki çözümsüzlüktür. Gençler iş bulsun diyorsak, yaşadıkları yerlerde doysunlar istiyorsak, barış, gençler yaşamını yitirmesin istiyorsak biraz daha titiz, aklıselim, bu işin muhataplarıyla birlikte 21. yüzyılda Kürt meselesinin çözülmesini sağlamamız gerekiyor. Bu barış, tecrit politikalarıyla olmaz. Bütün acılara ve zulümlere rağmen Türkiye’de barış diyoruz. Bu ülke artık barış istiyor. Son yapılan yerel seçimlerde de hükümetin tecrit ve inkar politikasına Türkiye halkları ‘hayır’ dedi.”