(KAHRAMANMARAŞ) – Kahramanmaraş’ta 52 kişinin hayatını kaybettiği Ebrar Sitesi Reyyan Apartmanı’nda hamile kız kardeşi ile eşini kaybeden Serap Arıcıoğlu, Ebrar Sitesi’nin yeniden aynı yere inşa edilmesine tepki gösterdi.
ANKA Haber Ajansı’na konuşan Arıcıoğlu, “Bu acılar ne zaman dinecek? İnsanlar öldü gitti. Burada binalar yapıldı. Bizim acılarımız nereye gömüldü? Bu bizim acımıza saygısızlıktır…Bu binaların altında ölen insanların kolu, kanadı, bacağı kaldı. Burada insanlar nasıl oturacak? Bu evlerin içinde nasıl huzurlu uyuyacak” dedi.
Hamile Kardeşini Kaybeden Serap Arıcıoğlu, Yaşanan Süreci Anlattı
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinde yıkılan Ebrar Sitesi Reyyan Apartmanı’nda 52 kişi yaşamını yitirdi. Açılan davada, sanıklardan Mesut Vahit Kazancı, Muhammet Karaaslan ve Harun Gümüşer tutuklu, Nasuh Atılgan tutuksuz yargılanıyor. Burada hamile kız kardeşi ve kız kardeşinin eşini kaybeden Serap Arıcıoğlu, Ebrar Sitesi’nin yeniden inşa edilmesine tepki gösterdi. Arıcıoğlu, depremde ve deprem sonrasında yaşadığı süreç ile Ebrar Sitesi’nin inşasına ilişkin ANKA Haber Ajansı’na değerlendirmelerde bulundu.
6 Şubat’ta halkın kendi çabalarıyla mücadele ettiğini anımsatan Arıcıoğlu, “6 Şubat’ta burada kız kardeşimi, eşini ve doğmamış bebeğimizi kaybettik. Kardeşim 6 aylık evliydi. Kendisi burada kiracıydı. 4 aylık hamileydi. Eşi ve kendisi çevre mühendisiydi. Burada kendilerine ev tutmuşlardı. 6 Şubat tarihinde kötü bir olay yaşandı. Biz canlarımızı burada kaybettik. Ben kardeşimi ve eşini 8 günde burada bulduk. Enkazdan 8’inci günde çıkardık. Çok büyük mücadeleler verdik. Bu mücadeleler verilirken kimsenin yanımızda olmadığını gördük. Kimse yardım etmedi. O insanlar burada can çekişerek öldü. AFAD ekipleri gelmedi. Yaşadıklarımızı biz biliyoruz. Biz kendi çabalarımızla çıkardık. Halk kendi malzemelerini bulmaya çalıştı. Çok acı bir durumdu” diye konuştu.
Serap Arıcıoğlu: Bu bizim acımıza saygısızlıktır
Arıcıoğlu, depremin 2 yılına yaklaşıldığını ve Ebrar Sitesi Reyyan Apartmanı davasında 3 kişinin tutuklu olduğunu belirterek, özetle şöyle konuştu:
“2 yıla yaklaşıyoruz. Kardeşimin apartmanında 3 kişi tutuklandı. Ama onların tutukluk hallerinin bitmesi için çaba veriyorlar. Biz belediyeye dava açamıyoruz. Benim kardeşimin apartmanında kaçak kat çıkılmış, biz onu sonradan öğrendik. Müteahhitler kendi aralarında anlaşmış kaçak kat çıkılmış. İmza atan kamu görevlilerini bulamıyoruz. Biz ne yapacağımızı da bilmiyoruz. Kim suçlu ya? Biz burada suçluyu bulamıyoruz. Bizim canlarımızın suçu neydi? Biz iki kardeştik, ben canımı kaybettim. Biz ruhen çöküntüdeyiz. Bu acılar ne zaman dinecek? Nasıl elimizden tutulacak? Devlet nerede?
“Bizim acılarımız nereye gömüldü?”
İnsanlar öldü gitti. Burada binalar yapıldı. Bizim acılarımız nereye gömüldü? Bu kadar basit olmasın. Benim kardeşim depremden 2 gün önce bebeğin cinsiyetini öğrenmişti. Hayalleri vardı. Kardeşimin suçu neydi? Buradan ev tutmak mıydı? Burayı niye imara açtınız? Madem bu kadar kötüydü niye hala daireler yapıyorsunuz? Bu binaların altı çürük. Niye daire yaptınız? Bu suçlular ne zaman bulunacak? Biz nasıl derdimizi anlatacağız. Acaba burada ne rant döndü? O kaçak katlar yapılırken ne rantlar döndü? Kimlerin parmağı var?
‘Ölüler geri gelmeyecek’ diyorlar. Evet gelmeyecek. Benim kardeşim geri gelmeyecek, kimse geri gelmeyecek ama biz bunların davasını bırakamayız. Ben yaşadığım sürece bu davanın peşinde olacağım. Ben o tutuklanan insanların çıkmasını istemiyorum. Bilirkişiden gelen raporlar sanıkları haklı gösteriyor. Nasıl haklı olabilirler? Bizim bu enkazlar kumdu kum. Elimize aldığımızda dağılıyordu. İnşaat o kadar kötüydü. Bu yapılar yapılırken belediyeler görmedi mi, devlet görmedi mi?
Ölen insanların üzerine daireler yapılıyor. Bizim acılarımız daha kapanmadı. Bunlar sonraki iş… Önce acılarımız kapansın. Suçlular bulunsun. İnsanların yüreğine su serpilsin. Bu binaların altında ölen insanların kolu, kanadı, bacağı kaldı. Burada insanlar nasıl oturacak? Bu evlerin içinde nasıl huzurlu uyuyacak? Bu binalar buraya yapılmamalıydı. Bu bizim acımıza saygısızlıktır.”