(İSTANBUL) – İstanbul Barosu Hayvan Hakları Merkezi Başkanı Deniz Tavşancıl, sokak hayvanlarına ötanazi yolunu açan kanun teklifiyle ilgili, “Zaten 20 yıldır siz bu yasaları uygulamadınız. 20 yıl belediyeler görevlerini yerine getirmedi. 20 yıldır belediyeler bakımevlerini kurmadı. Bu kısırlaştırmaları yapmadılar. Ama neden bugün aniden bunlara gelindi, ağır bir şekilde, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası getirmek, sokağa terk ettiği her hayvan başına 50 bin lira para cezası kesmek gibi bir şeye dönüştüğünü anlamak mümkün değil. Eğer bugün ceza verilecek birileri varsa 20 yıldır o koltuklarda oturup hiçbir şey yapmayanlar. 20 yılın getirdiği birikimi bugün ‘hadi şimdi bakalım temizle’ demek çok büyük bir hakkaniyetsizlik” dedi.
İstanbul Barosu Hayvan Hakları Merkezi Başkanı Deniz Tavşancıl, AKP’nin sokak hayvanlarıyla hazırladığı ve TBMM’de Tarım ve Orman ve Köyişleri Komisyonu’nda kabul edilen kanun teklifiyle ilgili ANKA Haber Ajansı’na konuştu.
Kanun Teklifi Maddelerinde Kelime Oyunları Var
Kanun teklifiyle getirilen düzenlemeleri eleştiren Tavşancıl, teklifle aslında kedilerin kapsam dışı bırakılmadığına işaret etti. Tavşancıl şunları söyledi:
“5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun amacı hayvanları korumak iken artık insan, hayvan ve çevre sağlığı olarak değiştirilerek öncelikle ülkemizde bir artık Hayvanları Koruma Kanunu olmadığını söyleyerek başlamak isterim. Sokakta hayvan bırakılmayacak şekilde madde 6’nın kaldırılması söz konusu. Esasında bir parça böyle kelime oyunları oynanarak sanki köpekler toplanacak, kedilere dokunulmayacak gibi ama tasarının içerisindeki bu maddeleri okuduğunuzda, ‘Sokaktaki hayvanlar toplanır ve kaydedilir. Rehabilite edilen köpeklerin yeniden sahiplenmeleri söz konusudur’ dediğinde, hatta kedileri daha da kötü bir duruma soktuğunu, köpeklerin sahiplendirilebileceğini ama kedilerin sahiplendirilemeyeceğini anlıyorum. Ama şu aşamada kedilere dokunulmayacak. Fakat her zaman için metinde olduğu için kedilere bunu yöneltmek mümkün olacak. Çünkü tasarıda düzenlenmiş durumda. Bunun dışında maalesef söylemek gerekir ki hayvanlara ötanaziyi kaldırdık diyorlar ama yine bir kelime oyunuyla zaten yem ve gıda kanununda mevcut olan bir madde var diyor ki ‘Ötenazi yasaktır. Ancak insan ve hayvanların kendilerine olan hayati ve sağlık açısından tehlike arz etmesi halinde veya acısı, ıstırabı olup, son verilmesi gerekiyorsa ve eğer yine daha akut bulaşıcı bir hastalık mevcutsa yine veteriner hekim kontrolünde ötanazi yapılır’ diyor. Bunlar çok tehlikeli şeyler gerçekten.”
Tavşancıl: “20 yıldır o koltuklarda oturup hiçbir şey yapmadılar”
Bu kanunla belediyeler ciddi yük getirileceğini fakat 20 yıldır yapılması gerekenlerin belediyelerce yapılmayıp şimdiki belediyeleri bu yükü yüklemenin haksızlık olduğuna vurgu yapan Tavşancıl sözlerine şöyle devam etti:
“Belediyelere biliyorsunuz çok ağır yük getiriliyor. Esasında biz bundan memnunuz. Belediyelere yük getirilsin. Çünkü biz ne diyoruz? Zaten 20 yıldır siz bu yasaları uygulamadınız. 20 yıl belediyeler görevlerini yerine getirmedi. 20 yıldır belediyeler bakımevlerini kurmadı. Bu kısırlaştırmaları yapmadılar diyoruz. Ama neden bugün aniden bunlara ağır bir işte altı aydan iki yıla kadar hapis cezası getirmek. Sokağa terk ettiği, bıraktığı her hayvan için hayvan başına 50 bin lira para cezası kesmek gibi bir şeye dönüştüğünü anlamak mümkün değil. Bir defa eğer bugün ceza verilecek birileri varsa 20 yıldır o koltuklarda oturup hiçbir şey yapmayanlar. 20 yılın getirdiği birikimi bugün hadi şimdi bakalım temizle demek çok büyük bir hakkaniyetsizlik”
Tavşancıl: “Barınakların kurulması için 2028’e kadar süre verildi ama hayvanlar hemen toplansın denildi”
Belediyelerin yüzde 83’ünde bakım evlerinin bulunmadığını bakım evi kurulması için 31 Aralık 2028’e kadar süre verildiğine fakat hayvanların hemen toplatılmaya başlamasına dikkat çeken Tavşancıl, belediyelere kayyum atanma ihtimali olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Bunun dışında barınakların bakım evlerinin kurulması için belediyeleri 31 Aralık 2028, neredeyse 3 buçuk yıllık bir ek süre veriyor. Harika, ama toplamaları hemen yap diyor. Şimdi bakın bu ülkede şu anda bin 389 belediye var. Sadece 290’ının bakımevi var. Peki topla dediğinde nereye toplanacak bu hayvanlar? Direkt uyutucu iğneyle, işte uyutucu iğne derken açıklama yapayım, hayvanları toplarken bir uyuşturucu maddeyle topluyorlar. O maddeyi birazcık çok koyduğunuz zaman zaten hayvan toplanırken öldürülüyor. O zaman böyle toplayacaklar bu hayvanları. Nereye toplayacaksın sen? Yüzde 83’ünün bakım evi yok. Yerin yok senin. Belediye bunu toplamamaya kalktığında hemen hapis cezaları, para cezaları başlayacak. Büyük ihtimalle belediyelere kayyumlar atanacak. Neye dönüşecek bilmiyorum.
Tavşancıl: “Daha önce tıbbi gerekçe vardı, şimdi metne ‘kanuni’ de eklendi”
İşte bu arada da arbedeler yaşanacak. Neler yaşanacak? Sokaktaki hayvanlar insanların gözü gibi baktığı hayvanlar. Bebekleri onların. ‘Gelip al toplu hayvanımı öldürmeye götür’ diye izin vermeyecek. Vatandaş belediyeyle karşı karşıya gelecek. Vatandaş diğer vatandaşla karşı karşıya gelecek. Bakın bugün daha bu yasa geçmedi. Belediyelerin bir kısmı toplama yapmaya başladı. Sokaktaki vatandaş hayvanları taşlıyor. Hayvanlara sopayla vuruyor. İzmir’de görmüşsünüzdür. Arabanın kenarında uyuyan köpeği dövdüler iki kişi. Ve daha sonra da bu insanlar serbest bırakıldı. Şimdi hem sen 2021’de hayvana şiddete hapis cezası getirdin. Hem de şimdi diyorsun ki hayvanları biz öldüreceğiz. Bu arada yine çok tehlikeli bir madde teklifin içerisinde. Sadece tıbbi gerekçelerle hayvanların öldürülmesine izin verilmişken şimdi diyor ki ‘kanuni ve tıbbi gerekçelerle’. Hatta ev hayvanlarının korunmasına dair Avrupa Sözleşmesi tarafıyız biz. Popülasyon arttığı zaman gerekçesiz dahi ötanazi yapmaya başlayabiliriz. Yani sokaktan hayvanları yok etmek üzerine kurulu altyapısı şu anda kesinlikle yok. Altyapısı olmadığını bile bile hayvanların toplanacağı, yok edileceği, buna direnen insanların da ağır cezalandırılacağı, hem hayvan açısından büyük bir kanlı yasa tasarısı.
“Sahiplenin’ diyorsunuz sahiplenmenin önündeki engelleri kaldırmıyorsunuz”
‘Sahiplenilsin’ deniliyor. Sürekli ‘Sahiplenin o zaman, sahiplenin o zaman’. Tamam sahiplenelim de sahiplenmeyi kolaylaştırdınız mı? Sahiplenmeyi teşvik ettiniz mi? Sahiplenmeyle ilgili yasanın önündeki engeli kaldırdınız mı? Bugün veteriner hekimler altı aydan büyük olan hiçbir hayvana mikro çipi takıp sahiplendirtemiyorlar. Senin mutlaka İlçe Tarıma gidip bir para cezası ödemen lazım. Sanki kendi hayvanınmış da daha önceden çipini taktırmamışsın gibi. O zaman git belediyeye diyorlar. Belediyeler de eğer kendi sınırları içerisindeki bir hayvan değilse veya kısırlaştırılıp kısırlaştırılmadığından emin değilse yükümlülük altına girmemek için o hayvanları sahiplendirmiyor. Şimdi bir defa sahiplendirmede bir sıkıntı var. Neden var? 20 yıldır zaten uygulatamıyorsun bu yasayı. Sen 2021’de çıkardığın yasanın bile uygulama yönetmenliğini. Zaten sahadaki sorunlarla hiç ilgilenmedin. Bugün geldin birden yine bir ucundan çekip çözmeye çalışıyorsun. Çözmen mümkün değil. Yapamadın onu. Sahiplendirmede sıkıntı var”
Mama fiyatlarının ve veteriner hizmetlerinin pahalılığına değinen Deniz Tavşancıl sahipli hayvanların da devletin veteriner hizmetlerinden yararlandırılması gerektiğini söyledi. Tavşancıl tahliye davalarıyla ilgili de şu ifadeleri kullandı:
“Evde hayvan beslediğiniz için tahliye davası açılabiliyor”
“Diğer bir husus Kat Mülkiyeti Kanunu. Yönetim planlarında eğer bağımsız bölümlerde hayvan beslenmesi yasaksa yasak. Bunun sayısı bile yok. Bir tek kedi. Bir tane köpek. Felçli, ses telleri alınmış 1 tane köpek. Sadece varlığını biliyorsunuz o evde yaşıyor diye. Bunun için bile tahliye davası açabiliyorsunuz siz şu anda. Bunun önünün kapatılması lazım. Bu mutlaka keyfi maddeler hükümsüz kalınmalı”
“Kediyi köpeği yok edersen fareler, keneler gelecek”
Sokak hayvanları sayesinde birçok kemirgenin ve böceğin de insana zararının önlendiğini ifade eden Tavşancıl bu konuyu şöyle özetledi:
“Bu köpeği kediyi attın, başka türler, fare gelecek sıçan gelecek. Paris sokaklarını, New York sokaklarını görmüyor musunuz? Fare kaynıyor. İstanbul’un altı kanalizasyon. O fare sıçan biliyorsunuz bir de üfleye üfleye yer. Nefesinde madde var uyuşturan. Kalkacaklar kulak gitmiş, burun gitmiş. E diğer taraftan yılan gelecek, tilki gelecek. Orman köpeklerine gidip bakarsanız ormana atılmış hayvanlara, üstleri her tarafları kene kaplıdır. Sen oradaki köpekleri yok edersen kene nereye gelecek? İnsan dokusuna gelecek tabii ki. O kadar bilimden, o kadar ilimden uzak, o kadar hukuki anlattıklarımız her şeyden uzak ki gerçekten ıstırap”
“Biz çözümsüz değiliz”
Konuyla ilgili çözümlerin bulunabileceğini söyleyen Tavşancıl sorunun görevini yapmayan belediyelerden kaynaklı olduğunu ama çözümün yine de mümkün olduğunu savunarak rehabilite edilmesi gereken hayvanların, gönüllülerin çalışacağı bakım evlerinde bakılabileceklerini ve sahiplendirilebileceklerini şöyle anlattı:
“Biz çözümsüz değiliz, insanlarımızın mağdur olduklarını görebiliyoruz. Çünkü bir popülasyon sorunumuz var. Bu da neden kaynaklı belediyeler görevlerini yapmadıkları için yıllardır. Biz şimdi diyoruz ki bir herkes seferberlik halinde kısırlaştırma yapsın. İki sen sokaktaki hayvanı koru. Onun çok fazla bu ülkede bu topraklara faydası var. Bilimsel olarak da, kültürel anlamda da psikolojik anlamda da gerçekten bu ülkenin en güzel renklerinden biri sokak hayvanları ama tabii ki de eğer çeteleşen gruplar halinde saldıranlar var ise bunları alın. Bunları toplayın ama bunları nereye toplayın? Mutlaka STK’larla iş birliği halinde bakımevlerine alın. Çünkü bu dünyanın her yerinde sokak hayvanlarıyla alakalı bakımevleri gönüllüler tarafından işletiliyor. Bunu memuriyet zihniyetiyle işletemezsiniz. Yoksa Konya gibi, Konya barınağı gibi fiziki altyapısı mükemmel, yerden ısıtmaya kadar var. Ancak insan dokusu o kadar kötü ki sıraya koyup hayvanları kafasına kürekle vurup öldürebiliyorlar. Orada gönüllü olsa bunlar yaşanmaz. O yüzden bu hayvanların da tekrar rehabilitesi sahiplendirilmesi mümkün. Bakın şöyle bir hava yaratıyorlar. Bu hayvanlar velev ki saldırıyor. O saldıran hayvan üç kuyruklu, beş bacaklı, dört kulaklı, canavarlaşmış bir canlı değil. Bu hayvanlar sürü psikolojisiyle hareket eden alfa köpeğin tetiklemesiyle saldıran bir saldırabilir. Ve böyle bir şeye karışabilmiş hayvanları bakımevine aldığınızda kısırlaştırdığınızda, beslediğinizde rehabilite ettiğinizde bu hayvanları yeniden bir aileye sahiplendirebilecek harika hayvanlara çevirebilirsiniz. O nedenle birazcık akıl izan diyorum.”