(MUĞLA) – İkizköylüler ve yaşam savunucuları, Akbelen Ormanı için tutulan “Toprak, zeytin ve yaşam” nöbetinin 3’üncü yılında İkizköy Karadam Meydanı’nda buluştu. İkizköy muhtarı Nejla Işık, “Akbelen’i yok ettiler ama onların niyetleri sadece Akbelen değil. Daha yok edilecek 30 köy var. Biz sadece 3-5 ağaç için nöbet tutmadık ki. Biz köyümüz, toprağımız, vatanımız, havamız, suyumuz, her bir canlı için nöbet tuttuk” diye konuştu.
İkizköy Muhtarı Işık: “Akbelen’i yok Ettiler Ama Niyetleri Sadece Akbelen Değil. Daha Yok Edilecek 30 Köy Var”
İkizköylüler ve yaşam savunucuları, Akbelen Ormanı için tutulan “Toprak, zeytin ve yaşam” nöbetinin 3’üncü yılında İkizköy Karadam Köy Meydanı’nda buluştu.
Muğla’nın Milas ilçesinin İkizköy Mahallesi’ndeki Akbelen ormanlarındaki ağaçlar, 24 Temmuz 2023’te Limak Holding ve İçtaş’ın ortak projesi olan YK Enerji Termik Santrali’nin madencilik faaliyetleri için kesilmeye başlanmış, köylüler ve yaşam savunucuları da ağaç kesimine karşı nöbet tutmaya başlamıştı.
İkizköylüler ve Yaşam Savunucuları, Akbelen Ormanları İçin Verdikleri Mücadelenin 3’üncü Yıl Dönümünde Bir Araya Geldi
İkizköylüler ve yaşam savunucuları, Akbelen Ormanları için verdikleri mücadelenin 3’üncü yıl dönümünde bir araya geldi. Düzenlenen etkinliklere; DEM Parti İzmir Milletvekili Burcugül Çubuk, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, Milas Belediye Başkanı Fevzi Topuz, doğa savunucuları, STK’lar ve köylüler katıldı. İlkay Akkaya ve Tolga Çandar şarkılarıyla Akbelen mücadelesine destek verdi.
İkizköy muhtarı Nejla Işık’ın kızı Esra Işık, şöyle konuştu:
“Madende Patlatılan Dinamitlerden Evlerimizin Her Köşesi Çatladı”
“Ormanımızı koruyamadık, korumak için her şeyi yaptık. 7’den 70’e bu ormanı savunduk ama biz maalesef bu büyük gücün karşısında ormanımızı koruyamadık. Bizim mücadelemiz yalnızca bir orman mücadelesi değil. Aynı zamanda toprak, zeytin, geçim, hava, su mücadelesi. Madende patlatılan dinamitlerden evlerimizin her köşesi çatladı. Yaşadığımız evlere gelin, her yanı çatlak. Bizler her gün depremi yaşıyoruz. Burada nefes alamıyoruz. Ama bu toprakları terk etmemek için büyük bir inançla mücadele ediyoruz.
“Kamu Yararı Şirketlerin Karı mı Oldu? Siz Kamu Yararını Nasıl Şirketlerin Karı Olarak Düzenleyebilirsiniz”
Geçtiğimiz günlerde MAPEG’de bir kamu yararı kararı yayınlandı. Buraları madene verebilirlermiş, bu bir kamu yararıymış. Kamunun adı şirketlerin adı mı oldu? Kamu yararı şirketlerin karı mı oldu? Siz kamu yararını nasıl şirketlerin karı olarak düzenleyebilirsiniz? Kamu yararı ibaresinin altı tamamen oyulmuş, şirketlere peşkeş çekilir hale gelmiştir. Kamu dediğiniz burada yaşayan, üreten, bu madene karşı duran herkestir. Kamu biziz. Kamu yararı bizim yararımızdır. Üretenin, köylünün yararıdır. Yaptığınız her şey hukuksuzdur. Hukuksuzluğunuz karşısında mücadeleden asla vagzeçmeyeceğiz.”
İkizköy muhtarı Nejla Işık ise şunları söyledi:
“5 senedir tek bir şey söyledik. Bizler bu köyde doğduk, burada öleceğiz. Geçtiğimiz yaz ağaçlarımıza sarıldık. Bir yanımız buruk. Karşıya dönüp baktığımızda Akbelen’imizi oydular. Dinamitlerle her gün bizi patlattılar. Niçin? Mücadeleyi kırmak için. ‘Akbelen’i yok edersek bu Akbelen biter’ dediler. Akbelen bitti mi? Bitmedi, bitmez. Akbelen mücadelesi, 10 kişi diye aşağılayanlar, küçük beyinli, köylüdür aklı ermez diyenler, kadından muhtar mı olur diyenlere çok güzel ders verdi, vermeye devam edecek.
Bizim topraklarımız satılık değil. Burada zeytin ağaçlarımız var. Asla kıydırmayacağız onlara. Şirket, 5 senedir elinden geleni yaptı. Akbelen’i yok ettiler ama onların niyetleri sadece Akbelen değil. Daha yok edilecek 30 köy var. Biz sadece 3-5 ağaç için nöbet tutmadık ki. Biz köyümüz, toprağımız, vatanımız, havamız, suyumuz, her bir canlı için nöbet tuttuk. Kamu biziz. Bizim madene, JES’e, RES’e verecek toprağımız yok. Köylüleri mağdur etmesinler. Bizi zehirleyerek, dünyada yaşarken öldürerek değil enerjinin başka türlüsü var, hepimiz biliyoruz. Enerjinin alternatifi var. Suyun, gıdanın alternatifi yok. Enerji, istihdam, kamu yararı diye diye bizi mahvettiler. Biz ya burada öleceğiz ya burada öleceğiz. Köyümüzü bu madene teslim etmeyeceğiz.”
“Limak, Tasını Toprağını Topla Defol Git Muğla’dan”
İkizköylü bir kadın, “Zeytinin yaprağı yeşil. Altında yemek pişir. Limak sana bu zeytinleri yedirmeyeceğiz. Aklına başına devşir. Limak, tasını toprağını topla defol git Muğla’dan. Limak Muğla’dan git. İstemiyoruz seni. Asla köyümüzden ve toprağımızdan vazgeçmiyoruz” diye konuştu.
“Sizin Yan Yana Duruşunuzu da Ortadan Kaldırmak istiyorlar”
DEM Parti İzmir Milletvekili Burcugül Çubuk, “Burada sadece zeytin ağaçlarını yerinden söküp öldürmek istemiyorlar. Sizin yan yana duruşunuzu da ortadan kaldırmak istiyorlar. Bütün canlılara olan düşmanlıklarını bir de böyle ortaya koyuyorlar. Burayı yok etmek isteyen suç ittifakı, sokakta yaşayan canlar başta olmak üzere bir katliam yasasını Meclis’te komisyondan geçirmeye çalışıyor. Meclis’teki mücadele, Akbelen’den, sokaktaki yaşam mücadelesi verenlerden geliyor. Biz bu yasayı durdurmak için elimizden geleni yapacağız” dedi.
Milas Belediye Başkanı Fevzi Topuz, 30 yıl sonra termik santrallerin ekonomik ömrünün tamamlanacağını ve bunların kapatılacağını söyledi.
Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras ise şöyle konuştu:
“O İmzaları Atarken Elleriniz Titresin”
“Bu mücadele Türkiye’nin her yerine örnek olmalıdır. Ama her yerinde de bu mücadeleyi vermek zorundayız. Anadolu geri dönülmez şekilde tahrip edilmektedir. Jandarmamızın, polisimizin, valimizin, kaymakamımızın, bakanın, Cumhurbaşkanının hepsinin geleceğini savunuyoruz. Onların da çocuklarının geleceğini savunuyoruz. O imzaları atarken elleriniz titresin. Neyi yok ettiğinizin farkında olun. Burada 9 köy yok edildi. Daha 40 tane köy sırada. Vahşi sermaye üç gün sonra buradaki kaynakları tükettiğinde gözünü sizin köyünüze de dikecek. Buradaki mücadele sadece bir ağaç mücadelesi değildir. Sadece enerji politikası değil, buradaki mücadele tamamen yaşam mücadelesi.”