12.4 C
İstanbul
8 Aralık 2024, Pazar

Gelin Canlar, Aşure Olalım

Turan Eser
Turan Eser
Yol TV Haber Portalı Yayın Koordinatörü. Yazar ve Yapımcı.

Aleviler bugün hümanist anlayışlarıyla, farklı dil, din, inanç, kültür ve düşüncelerden gelen insanları, gönül bahçelerine kuracakları barışın aşure kazanı başında toplayacak.

Çünkü Aleviler şahini değil, güvercini seçti. Günümüz insanlığına barış ve sevgi mesajı ileten Hünkar Hacı Bektaş Veli’nin “Ceylanla Aslanı Dost” olarak kucaklayan öğretisine sadık kalan Aleviler, Alevililiği barışın adı, aşurenin tadı bildiler.

İşte bu nedenle geçmişten bugüne zulmün adı olarak bilinen Yezidliğin küreselleştiği bir çağda, dünyanın dört bir yanında süregelen Kerbelalar’daki zulme karşı yas orucunu aşure ile açacaklar.

Umutla beslenmiş, sevgiyle karıştırılmış, insanlık misali çeşitlilikle yaratılmış aşurelerini barışın kazanında pişirecek, yetmiş iki milletle paylaşacaklar. Ve barış için insanlığa çağrıda bulunacaklar, “Gelin canlar barış içinde aşure olalım” diye.

Aleviler bugün Kerbela’da Yezid’in zulmü sonucu yitirdikleri İmam Hüseyin ile yetmiş üç mazlum ve tüm yeryüzü Kerbelalar’ının mağdurları için tuttuğu yas orucunun ardından, birliktelik, barış ve umutla beslenmiş sevgi kazanında hazırladıkları aşurelerini paylaşmaya başladı. Ülkemizde ve yeryüzünde yaşanan tüm acıları umuda dönüştürmek istiyorlar.

Kerbela’nın direnişi Hüseyin ve Kerbela’nın dili Zeynep gibi insanileşmeye davet ediyorlar. Kerbela’daki yetmiş üç can adına… Pir Sultan Abdal ve Hünkar Hacı Bektaşi Veli aşkına…

Afrika’da açlık ve susuzluktan ölen çocuklar ve kadınlar aşkına, Kerbela’da, Dersim’de, Çorum’da, Maraş’ta, Sivas’ta, Gazi’de, 6-7 Eylül Olayları’nda, Roboski’de, Suruç’ta, Ankara Garı’nda, Gezi’de ve sadece Türkiye’de değil, dünyanın her yerinde, Kerbelalar’ında yitirdikleri mazlumlar aşkına.

Zalimlerin zulmüne boyun eğmeyen ve direniş kültürünü yaşatan cümle canlar aşkına, aşure kazanlarının başında buluşuyorlar. Niyetlerinde barış umudu var. Aşk ve sevgi var. Bir aşure kazanındaki yemişler gibi, renkleri yaşatarak, insanların da bu ülkede farklı ama bir arada eşit haklarlar, eşit koşularda bu ülkenin kazanında kardeşçe yaşaması var.

Aşure insanlığın kurtuluşuna adanmıştır. Kendi gibi çoklu hikayesi vardır aşurenin… Kimi inanışa göre, tövbesi kabul gören Adem’den, kimine göre de Nuh Tufanı’ndan karaya oturan insanlığın gemisindeki kurtuluştan, kimi de Nemrut’un ateşinden kurtulan Halil ile başlatır.

Kimi Musa’nın halkını Firavun’un zulmünden kurtardığı güne atfen başlatır. Başka bir inanışta, Yunus’un balığın karnından kurtulduğu gün sayılır. Biri Eyüp’ün dertlerine şifa bulup da yaralarını iyileştiği günü bilir. Diğeri Yakub’un oğlu Yusuf’a kavuştuğu ve görmeyen gözlerinin açıldığı an bilir.

Aleviler açısından da aşureyi anlamlı kılan ise, Kerbela faciasında katledilen mazlumlar için, Muharrem Ayı’nda tuttukları Yas Orucu’nun ardından, Zeynel Abidin’nin Kerbala kıyımından kurtuluşu niyetine aşureyi tarihlendirir.

Pişen aşurelerinin suyu Fırat’tan, tadı insandan, tanesi rızalıktan, rengi yetmiş iki millettin renginden, ateşi sevgiden, kazanı hümanizmin gönül bahçesinden, dileği barış, niyeti insanlık davasından firar etmeyeceklerine dair verdikleri ikrarlarından yapılmış hak lokmasıdır.

Gönüller, yollar, muhabbetler, lokmalar ve sevgiler, aşure kazanında birlenir.

Aşure milli değildir. Kimileri aşureyi ‘yerli ve milli’leştirmek istiyor. Devlet ve siyasi iktidar Aşure kazanını kendi rengine dönüştürme gayreti içinde. Oysa hiç bir güç, ne aşurenin renklerini, ne niyetini değiştirebilir.

Aşure kazanlarının üzerine kendi rengini eklemek, siyasi semboller ya da siyasi logolar koymak, asimilasyon amacıyla kullanmak, kadim tarihin niyetlerini anlamamaktır.

Aşurenin üstüne koyulan siyasi semboller, aşurenin verdiği gerçek mesajın üstünü örtmektir. Oysa aşurenin mesajı nettir: “Biz farklı renklere sahibiz; ama bir arada renklerimizi kaybetmeden bu kazanda piştik ve aynı kazanda renklerimizle sevginin, umudunun ve barışı tadı olduk.”

Türkiye’de AKP iktidarın ve siyasilerin alması gereken en büyük ders, toplumsal kutuplaştırmalar karşısından aşure gibi aynı kazanda tek tipleşmeden, tek renk olmadan, aşure olabilmektir. Aşureden millilik çıkmaz. Farklı ama birarada olan, çok kültürlülük çıkar,

Aşureyi kendi rengine benzetmek, asırlardır Alevilerin hak ve taleplerine kulak tıkayan zihniyeti sürdürmektir.

Cemevlerini tanımamak, Aleviliği yok saymak, Alevi çocuklarını zorunlu Sünni din eğitimine tabi tutmak, Alevi köylerine cami dayatmak, Diyanet’in mezhepçi fetvalarını desteklemek isteyenler, şimdi de kendini aşure kazanlarını asimile etmeye ve aşureyi millileştirmeye çalışıyor.

Aşure barış, umut dilekleri ve niyetleriyle paylaşılır. Tek renge dönüştürülürse aşure, millileştirilirse, resmileştirilirse aşure olmaktan çıkar, tarihsiz ve tek renk bir çorbaya dönüşür. Aşure sevginin ve toplumsal barışın adıdır. Toplumsal çeşitliliği, huzur içinde yaşamaya niyeti olanların hak lokmasıdır.

Art niyeti olanların ise tektipleştirmek ve siyasi istismar suretiyle müdahale edeceği, şov yapacağı, kendine oy verecek seçmen toplayacağı aşure kazanları olmamalıdır. Cemevleri siyasi istismara yol açacak gösteriş ve protokollerden kaçınmalıdır. Aşure günü gönüllerin, süreklerin yolda, muhabbetlerin, lokmaların renklerini koruyarak birlendiği ve cem olma yani birleşmenin adı olmalıdır.

Aşure ne resmi, ne yarı resmi bir tören değildir. Hak ve adalet için insanlığın muhabbet ve hak lokmasının meydanıdır. Aşure kazanlarının kurulduğu yer cemevleridir, hak meydanıdır. Buraya kim olursa olsun, can gelir can gider. Aşure gününde protokol ve gösteriş olamaz.

Aşure kazanları başında okunan gülbenglerde ve konuşmalarda, tüm dünya insanlığı için barış ve dünya halklarına kardeşlik getirmek vardır. Aşuremiz, çoğulculuktur, çok renkliliktir. “Yol bir sürek binbir” deyişi gibi yol kardeşliğidir. Varlıklı, varlıksız, ünvanlı ünvansız, kadın erkek herkes birdir. Aşure içindeki farklı yemişlerin çeşitliliğinde elde ettiği tadı, toplumsal çeşitliliğimizde tadlandıracaktır.

Gelin canlar, cemevlerinde kurulan ve inanç ateşiyle pişen, sevgiyle karışan aşure kazanlarının başında barış ve umut için bir olalım.

Kerbelalaşan tüm coğrafyalarda yitirdiğimiz canlar için, zalimlerin zulmüne karşı, mazlumun, adaletin, barışın, sevginin ve insan haklarının yanında olanlar için, tuttuğunuz yas ve orucunuz, aydınlık bir gelecek için yaptığınız muhabbetler, paylaştığınızı hak lokmaları ve bugün kara kazanlarda pişen aşureleriniz kabul ve makbul olsun.

Aşk ile…

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK HABERLER

BİZİ TAKİP EDİN

289,653BeğenenBeğen
2,256TakipçiTakip Et
20,129TakipçiTakip Et
783AboneAbone Ol
- Reklam -

EN SON HABERLER