(ANKARA) – TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranından sonra memur, memur emeklileri ile SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin alacağı zam oranı belli oldu. Emekli Memur-Sen Başkanı Ali Küçükköse, ”Bu zamlarla emekliler nasıl geçinecek? Bu aylıklarla hayatlarını nasıl devam ettirecek” diye sordu.
”Emekliler, Hazine’ye Gider ya da Devlete Maliyet Değildir”
Emekli Memur-Sen Başkanı Ali Küçükköse, bugün açıklanan enflasyon oranından sonra emeklilerin taleplerini duyurmak için Ulus Meydanı’nda basın açıklaması yaptı.
Memur ve memur emeklilerine yüzde 19,31, İşçi ve Bağ-Kur emeklilerine ise yüzde 24,73 artış yapılacağına hatırlatan Küçükköse, “En düşük emekli aylığı olan 10 Bin TL’nin artırılmaması halinde ise bu oranlardan daha azı emekli aylıklarına yansıtılacak” dedi.
Küçükköse, şu ifadelere yer verdi:
“En düşük kamu görevlisi emeklisi aylığı 17 bin 585 TL, en düşük memur maaşı ise 36.460 TL olacak. En düşük görev aylığı ile emekli aylığı arasındaki fark yüzde 50’yi aşmış durumda. ‘Emekliler devlete yük’ bakış açısının oluşturduğu bu adaletsizlik; toplumun tamamını etkileyen,toplumsal huzursuzluğu artıran, emeklilerin toplumdan uzaklaşmasını sağlayan bir tabloyu karşımıza çıkardı.
”Emekliler; Asgari Ücretin Altında, Görev Aylığının Yarısı Kadar Emekli Aylığı Alıyor”
Biz, çalışırken devletimize vergimizi ödedik, Hazine’ye katkımızı sağladık, birey olarak sorumluluğumuzu yerine getirdik. Ülkemizin büyümesinde ve güçlenmesinde görevimizi yaptık. Geldiğimiz noktada ise, emek veren,vergi ödeyen,hazineye katkı sağlayan Emekliler; asgari ücretin altında, görev aylığının yarısı kadar emekli aylığı alıyor.
Ocak ayında dedik ki; devletimiz; hesap makinesinin küçük rakamlarıyla hesap yapmayacak kadar büyük bir devlettir. Emeklilerini, emek verenlerini mağdur etmez. 2023 Temmuz ayında yapılan seyyanen iyileştirmenin Kamu görevlisi emeklilerine yansıtılmaması nedeniyle emeklilerimiz 6 ay gelir kaybı yaşadı. Ocak ayından bugüne kadar da bu yanlıştan dönülmedi. Gelir kayıplarımızı telafi edecek bir düzenleme yapılmadı. Beklentilerimizi, taleplerimizi ve sesimizi duyan, Çözüm için fikir üreten çıkmadı. Fakat gider kalemlerine zam yapılması, gelir kayıplarının artırılması, emekliler ve sabit gelirlilerin geçim derdinin daha da büyümesi için sürekli olarak arayışlar, artışlar ve zamlar yapıldı.
1 Temmuz itibarıyla elektriğe yüzde 38, Kurban Bayramı’nda mazot ve benzine 3 defa zam yapıldı. Market ve pazardaki fiyatlar sürekli yükseldi. Bütün bu zamları en iyi hisseden emekliler ve sabit gelirliler oldu. Emekli aylıklarına 6 ayda 1 defa zam yapılırken, zorunlu giderlere sürekli ve istikrarlı bir şekilde her ay zam yapılmaya devam ediliyor.
Bu zamlarla emekliler nasıl geçinecek? Bu aylıklarla hayatlarını nasıl devam ettirecek? Bu paralarla ayakta kalmak için emekliler nasıl mücadele edecek? Sorularına ise cevap verecek kimse yok. Olumsuz ekonomik verilerin, yüksek enflasyon gerçeğinin ve kayıp üreten Mali politikaların sorumlusu, nedeni ve gerekçesi emekliler ve sabit gelirliler olamaz, olmamalıdır.
“Birçok Emekli Kardeşim Bu Sene Kurban Kesemedi”
Sistemin getirdiği Yanlışları, adaletsizlikleri ve hakkaniyetsizlikleri görün ve yarın bu sorunlarla karşılaşmamak için bugünden tedbir ve önlem alın, çözüm üretmek için emeklilerin taleplerine destek olun, emekli Memur-Sen’in sesine kulak verin.
Gelirlerimiz o kadar kısıtlı, giderlerimiz o kadar fazla ki; Birçok emekli kardeşim bu sene kurban kesemedi, torunlarına harçlık veremedi, memleketine gidemedi. İşe girince rahatlarız, çocukları büyütünce rahatlarız, çocukları evlendirince rahatlarız, emekli olunca rahatlarız diye diye bugünlere geldik. Emekli olduk, hala mücadele içerisinde hakkımızı ve hukukumuzu korumak, Adil bir yaşam sürmek, hayatımızın geri kalanını mutlu geçirmek için uğraşıyoruz.
Gönül istiyor ki; cennet vatanımızın her köşesini karış karış gezelim, biz de diğer ülkelerin emeklileri gibi başka ülkeleri görelim, emekli aylıklarımızla ay sonunu nasıl getiririz? Sorusuyla günlerimizi geçirmek yerine ağız tadıyla emekli aylıklarımızı harcayalım istiyoruz.
İstiyoruz ki; Çocuklarımızı ziyarete gidelim Torunlarımıza fıkra anlatıp eğlenelim. Emeklilerin torunlarına fıkra anlatması, gülmesi, eğlenmesi beklenirken, emekliler fıkraya konu oluyor, emekliler gülünecek hale düşüyor. Emekliler Yılının, emeklinin gelirlerinin arttığı, giderlerinin azaldığı, mutlu ve huzurlu olduğu bir yıl olması beklenmez mi? Yoldan bir emekliyi çevirin sorun. Hangisi mutlu? Hangisi huzurlu? Hangisinin aylıkları giderlerine yetişebiliyor? Hangisinin gelirleri mutlu yaşamaya yetiyor?
”En Önemlisi, Emeklilere Örgütlenme Hakkı Verelim”
Bu yıl Emekliler Yılı olamaz. Bu yıl olsa olsa ’emekliler yıldı’ olur. Bu yılın Emekliler Yılı olmasını istiyorsak; 2023 Temmuz ayında verilen seyyanen ödemeyi emekli aylıklarına yansıtalım. Ek ödeme başta olmak üzere, bütün gelirleri prime esas kazanca dahil edelim.
Aylık bağlama oranını yükseltelim. Kira yardımı yapalım. Eş ve çocuk yardımını ödemeye devam edelim. 1. Dereceye 3600 Ek Göstergeyi gecikmeden hayata geçirelim. Kamu görevlisi emeklileri olarak, örgütlenme hakkına sahip olmak, toplu sözleşme masasını etkilemek, emeklilerle ilgili belirlenecek politikalara paydaşlık etmek, tecrübe ve birikimlerimizi sosyal diyalog ortamlarında aktarmak istiyoruz. Sıkılaşma politikalarını, tasarrufları, tedbirleri ve gider artırıcı zamları ’emekliler üzerinde uygulayalım, nasılsa sesi çıkmaz’ anlayışını reddediyoruz. Devletimizin; insana, emeğe ve alın terine verdiği değeri biliyoruz. Devletimizin; kriz dönemlerinde dahi sosyal devlet ilkesinden ödün vermeyerek,emekçinin, emeklinin ve emek verenlerin taleplerine sessiz kalmadığını biliyoruz.
Bugün belli olan maaş/ücret artışlarına ilave iyileştirme yapılmasını bekliyor, Sayın Cumhurbaşkanımızın emekliler yılında, insanca yaşayabileceğimiz bir maaş, gelir dağılımında adalet, paylaşımda hakkaniyet talebimize sessiz kalmayacağını biliyoruz.”